Nereye gitsem sevebilirim seni.
Küpe dağının eteklerinde,
Küçük bir kulübede, köşkte,
Yada bir Romanın gözlerinde.
Her bölgede, her kıyıda, her şehirde sevebilirim.
Yazılamayan mektuplar taşır, ölü postacı.
Keskin kederler dolaşır iliklerimden
Beklemek acıtır şiirlerimi,
Ne senden yazabilirim, ne de kendimden.
Kilistranın aslanı okşar saçlarımı,
Bir serenderin ayağında sallanır çocukluğum..
Sıcak mısır ekmeği ve tereyağı kokusuyla sevgili yengem.
Yarı lazca öpüşmelerim çocukluk arkadaşlarımla,
Ve kırmızı toprakları delerek yaptığımız tren istasyonları.
Oralarda kırmızı topraklar vardır
Karşıyaka ne çok esiyor,
Birbirine karışıyor,yağmur sesi,yaprak hışırtısı
Dallar birbirine vuruyor durmadan.
Sesler seni rahatsız ediyormu baba?
Öyle acele geldim işten çıkıp,
Eylem arasıdır aşk.
Acılardan ve isyanlardan doğar ansızın.
Ortak çığlık ve haykırışlardan,
Bir gencin kanayan alnını silerken,
Bir grevi beklerken,
Bir türküde, bir hüzünde veya bir gülümseyişte,
Metis sadece iyiydi..
Onu içine hapsetti Zeus.
İçinde güneşi taşıyan Metisin aydınlığında,
Zeus günbegün kararıyordu.
Demir ve Ateş Tanrısına kendi alnını baltalatan,
Kanlı bir giyotinin altında kalmış ömürler.
Gül yanaklı bebeleri bile öpemiyoruz artık.
Yaşamanın bedeli yok,
Sevmenin de.
Yok fiyatına gidiyor yürekler
Herşey satılık.
Devzer bu gece de,sisler içinde,
lacivert ıslak bir yorgan gibi
Salime korkulu,hisler içinde
Yağmurdan sırılsıklam ve ağlamaktan.
Ağacı kalmayan bir orman gibi.
Bir türlü dinmiyordu,
Şehrimdeki yağmur.
Belli sen orada ağlıyordun, şehir burada.
Yanlızdım, yanlızlığımı bilmiyordum.
Seni benimle sanıyordum oysa.
Eğer Ankara’daysan hâlâ
kederli adımlarımın üstüne bas
Arka sokaklarımdan yürü.
Sn. Ümit UZUNHASANOĞLU
Oldukça geç fark etsem de yorum yazmak kısmet oldu.
Şiirleriniz, ilginç, doğaçlama ve kendiliğinden akan bir nehir gibi Türkçemizin âhengi şahlanışında devam ediyor.
Lirik şiirlerinizin akışının devam etmesini diliyor;
Sağlık, esenlikler ve bün arzu ve ist ...
Toprak ve emek ne güzel işlenmiş dizelerde,teşekkürler