Şeytan iyilik yapmaz, kazara yeltense de,
Altun kupa içinde buzlu bir zehir verir...
Doğru sözlüm, seni çok seviyorum, dese de;
Gökte uçan kartalı, bir kediye çevirir...
Koskoca bir köye dönüştürdük,onlarca ili...
Hicazkâr faslı bitti,şimdi başladı kürdîlî...
Gûyâ,lisanımızdan,arapça,farsça'yı attık;
Çok kelimenin yerini aldı GÂVURCA dili...
Bir tarafta;
''Bir insanı kâinattan üstün tutan ''
insanlar var...
Diğer yanda;
''Bir kilo petrolü
bir kilo kandan değerli''
Güvelere mesken olmuş,çürük kalası;
İrem bağına diksen de yetişmez bir gül...
İçinde yılan gezinmiş,hıyar tarlası;
Sanma verir,tatlı,işe yarar bir mahsûl...
Bal kovanda olur; yiğitler,harmanında...
Yeşil giysili dünyâ sarıyı seçer güzün
Gece yavaş yavaş önüne geçer gündüzün
Esen serin rüzgârlar dallarda ağıt söyler
Yaprak hışırtıları yayar etrâfa hüzün
Ziynetinden sıyrılır her ağaç yetim gibi
Kayıp düşen her damla gözyaşıdır öksüzün
Uyan bahtım
Uyan artık
Son demlerde bâri uyan
Ölü müsün? ...
Felçli misin? ...
Yok mu seni de koruyan? ...
Aralıksız, tekmeleyen ve döven;
Ey felek, ümidimizi söndürdün...
Çınardık, yere serilmekte even;
Kuru, çürük, bir ağaca döndürdün...
Nâmertlik yok iken; din, töremizde...
Öyle kanlı bir örgüt ki; hem vahşî, hem adâletsiz...
Üyesine acımıyor, ateşe sürüyor, dertsiz...
Yaralanan çakalının, beynine kurşun sıkıyor;
Merhâmet yok, din îmân yok, şuur hiç yok ve iffetsiz...
Böyle anut saldırıyla, ne devlet kurulur ne yurt...
Ölümlerde hep denir:
bu ölüm çok zamansız...
Sevenler; birbirinden,
ayrılırlar apansız...
Beklenmedik bir anda
gündüz geceye döner;
Yiğitseniz,ben sizden daha yiğitim; dostum...
Uygarlık yolunda aslâ olmaz suikastım...
Gerçek târih şâhit,mertçe yürüdüm her zaman;
Ne suçsuz insan kestim; ne kadın,çocuk astım...
Kıtaların üstüne adâlet mührü bastım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!