Kadın dediğin,saçı gibi aklıda uzun olmalı,
Mütevazi,durgun deniz gibi olmalı,
Öyle her şeye karışan biri olmamalı.
Susmasını da, konuşmasını da bilmeli.
Ölümüne sevmeli sevince...
Bağlanacaksın işte ölesiye…..
‘O olmazsa yaşayamam’ diyeceksin.
Diyeceksin işte…
Dünyada sevecek bir tek sen,
Birde o kalmış gibi davranacaksın.
Bağlanacaksın,hem bağlı,hem bağımlı olacaksın.
Bir güneşle kırıştırır
Bir ayla
Kiminin eğlendiği yer tarla
Kimininki layla
Sevmiştim oysa yarim
Büyük ihtirasla
Başımın üstünde
Dönüp durdu iki kuş
En sonunda yere düşen
Dalımda konakladılar.
Sizin gibi kaç kuşu ormana saldı
Bu yorgun elma ağacı
Bütün kelimeleri çalmış doğa.
Okuyor bir şiir...Yağmur sesi derinden...
Sesli sukunet...
Oluyor akşamlar,büyüyor gölgeler dev,dev..
Çekiliyor sokaktan,el ayak her yerden.
Otuz iki dişin birden dökülsünde güleme,
Gelmek istesende,benim dünyama geleme,
Sen sebepsin,yüreğimdeki çileme,
Ölmek istesende can çekişip öleme.
Gül bahçesinden güllerini dereme,
Eğer bir gün ölürsem,
Mezarıma hiç bir zaman
Almadığın güllerini koy..
Ve hiç bir zaman söylemediğin
Tatlı sözlerini söyle.....
Mezarında otlar senin üzerine yayılmadan,
Yaşarken sen otların üzerine yayıl,
Hayatı seyredenlerden olma..
Bırak hayat seni seyretsin.
Rolünün hakkını ver izleyene.
Yapraklı yapraksız ağaçlar arasında
Ceketli ceketsiz insanlar yürürler.
Şu dünyanın halinemi kendi halinemi bilinmez.
Kimi ağlar,kimi gülerler….
Kuru toprak,ıslak toprak arasında,
Acımam artık gökyüzüne,
Akıtsın gözyaşlarını istediği yere,
Yıldız yıldız morardı, sevda düştüğü yerde..
Alçak gönüllü değilim,
Gönül bir yerde,alçak kaldı bende..
O ki; şiirin/şiirselliğin nazenin buselerinden dahi incinen ses,gönül koyan bir incecik HAYIR'a,herşeye rağmen yeniden küllerinden doğan :)))
Mizacı ile müsavi bir zerafettir sesine ve gözbebeklerine yansıyan :)
Yüreklice değen her bakışı,bana güç verir canım hocamın,en ağlak an'ımda :) ...