Bir meltem mevsimi başlayan
Gül dalına kondum bu gece
Bulutlar vardı gri ve siyah
Mısralarıma hasret düşerdi her gece
Yalpalardım gönül yalnızlığımdan
BİTER Mİ SANDIN
Gün olur rüzgâr susar, kuşlar susar, ben susarım
Ne dalından düşer yapraklar, ne kımıldar
Bizi Öldürme
Elbet bir gün
Elbet bir gün portakal çiçeklerinin altında tutacağım elini
Sönmüş kıvılcımlar yanacağım yine
Teninin kokusu doldururken içimi
Bir mutlu gece
Sevda dolu
Bembeyaz karlara dokunmak
Avuçlarımın sıcaklığında eridiğini hissetmek
Tepelerde dolaşmak ne güzel.
En güzel çiçekleri koklamak
Susamışlığımı görsen ey felek
Bir yudum versen de huzuru bulsam
Çatladım kurudum insaf ey felek
Bir yudum versen de huzuru bulsam
Sevdiğin demeye hasret dudağım
Bir Yürek Kadardı Bakışlarım
Ne Endülüs’te akşam gördüm ne yabancı dil bilirim
Çöllere düşmedim, dağlar delmedim kör bir kazmayla
Bir yürek kadardı bakışlarım
Hep onu aradım uykusuz gecelerde
Söylemiştim
Bu yürek sensizliği taşımaz diye
Sen yoksun kaç gündür
Yüreğim de isyan etti sensizliğe
Tekledi
Sensizliği taşımak ağır geldi
Bir büyünün tan vakti bu
Karanın içine gizlenmiş beyaz
Ayrılık düşmüş payıma
Ağlamaktan yorgun
Hülyana sarıl bu gece
Her kapanışında sönse de şehrin ışıkları
Bu şehir zulüm bana
Bu şehir ölüm
Yokluğun dolu ya sokaklarında
Sensiz her adımda bin kez ölürüm.
Bu şehir zulüm bana
Bu Kaçıncı
Bu kaçıncı sınama kalbim
Bu kaçıncı zulüm
Her başlangıçta bu sonsuz deyip
Kaç defa boyun bükmüş




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!