Tohumlar düşer mayısta toprağa
Sarılır ana yaprağa
Meleşir koyunla kuzu
Şimdi geçim zamanı bizim köyde
Temmuzda yayla zamanıdır bizim köyde
Öğrenmelisin balçıkta yürümeyi
Merdivensiz çıkmayı tek başına
Bir güneş gibi gülmeyi darağacında
Dik durmayı diken üstünde
Ve bir soysuza haykırırken
Kendi ezgisinde habersizdi gece
Mutsuzluğunu geceyle tanıştıran avareydim
Çiziyordum geleceğin ütopyasını
Umutsuz bir aşkın yankısı vururdu yüreğim
Yitik çocuklara benzerdi gözlerim
Zülfükar kitapçıdır Siverek'te
Otuzunda mert delikanlı
Derdi ki; Zülfükar
'Kitap yılkı tayları gibi
Sırtına alıp insanı haykırmalıdır soysuza'
Kır çiçeklerinin narasın getirdim
Ovaların çise tutkusunu
Kuşların yalın melodisini
Güncemden günebakan
Hayat bir çay içim kervanı
Selahattin SENEMOĞLU'na
Şimdi sen duymuyorsun
Örs, çekiç bileyip
Tırpana duran ırgatlar
Gözlerimn sarnıcında sen arar
Kimseler anlamaz dilimden
Bir ürkek üveyik hava
Korsan kılıcı gibi
Bütün yelkenlerim fora
Karanfil bakışlı akşamlara
Dostluk
Kıruk bir tebessüm
Sevgi
Sibiryada bir muhalif
Vefa
Yıllar önce taşınmış komşu
Sen hiç seyrettin mi
Karlı tepelerin
Yaz sularına vuruşunu
Çağlayanlı gecelerde
Tutuşurken gördüm ben
Sizinle aşardık karlı dağarı
Dipsiz dehlizleri
Vız gelirdi fırtına kar tipi
Patika yollar safalt gibi
Sırt sırta verdikçe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!