Gurbet yorgunuyum
Yitik gecelerin izinde
Yüksek voltaj geriliminden
Kuşlar uçuyor
Acının çığlığında toprağa düşenlerin
Düşümde bohçalı denizler
Çizerim alışamadığım
Yalnızlıklara yol haritası
Bahçemde gülüşen sardunyalar
Pencerede gün düşmesi
Üç öğün babasız kurulan soframıza
Gözlerinin kevgirinden süzülen damlalar
Tandırsız gülen kondumuzda
Bir kav gibi ısıtırdı bünyemi
Dolunayı doyururdu kuşluk vakti
Acelen neydi kiraz ağacı
Neydi acelen
Bu kış kıyamette
Beğendin mi ettiğini
Artık hangi kulağa küpe olsan
Aynı bahçenin gülleriydik oysa
Morca uzun ve ince
Kitap koyardık üstüne kerevetin
Kasvet ıralanırdı sözden
Aynı denizin mehtabıydık
Bu kaçıncı eylül sensiz ve kimsesiz
Yanar içimde sahipsizlik
Bir sen varsın birde sensizlik
Bu kaçıncı eylül sensiz ve kimsesiz
Göçerliğimi kuşanırdım
Saat sabahın dokuzuydu
Kuytu bir çay bahçesinde buluştuk
Beni dört gün önceden aradı
Önce iki çay ısmarladı
Dudakları çatlamış benzi atmıştı
Hiç konuşmadı bakışını içine attı
Tabanımın altında
Bahara özlem cemreler saklı
Çalı çırpı dolandı yelkenime
Başucumdan geçen ırmak anlıma akmaz
Arkası yarınsız aşklara kapalıdır düş kondum
Gözlerim ocağının alazına hükümlü
Ağlamaktan beter acıtıyor tenimi
Yıkanmış soğuk duşlarda bedenim
Karartma geceleri izini sürdüğüm
Çocukların narin bileklerinde yazılı özlemlerim
Yorulmadım daha
Yayla yolunda özlem
Gelincikleri nergisleri
Yaseminleri beklemekten
Başlasa da bir başka gün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!