Usanç duyan gözlerim
Duydum mavi denizin içime aktığını
Kirpi sırtı gibi dikenli saçları
Hırsının pençesinde şehvetinin eseri
Bu gece usulca
Pencereden gökyüzüne bak
Göreceksin yıldızlarda
Nöbet tutuyordur gözlerim
Öyle kolay değildir
Öldü kırlangıçların suvari eğitmeni
Anıtını tenimde gördüm
Mezarı bir kayalıktaydı
Köhne iki taştan örülmüştü
Gimedi uzak ülkeleri kuşatmaya
Çıkarım şafağın ilk
Işıklarıyla kaldırımlara
Kaldırım çiçekleri tutar
Bileklerimden narince
Gülüverir mahmurlu suratıma
Sisli bir vadi gibi
Bulanık durur
Şimdi haykıran sesin
Parçalanmış seviler
Yanıyor gözlerinde solgun bir umut
Karşımda sırıtan martı kanatları
İçimdeki sese ses katsa
Dinginleşir kuzgunların sesleri
Hayat bu işte heyhat
Bulutun cilvesiyle çiseleyen yağmuru
Öznesiyim yeryüzünün
Eylemimi çaldılar
Tümleçlerim dağınık
Eksik kaldı feryadım
Nesnelerim olsaydı
Boğuk arzularda uyan
Didiş beklentilerle
Umutsuz kaldığında
Kendini hakla
Yağmurlu havalarda bul
Şart değil dolunay
Sakın gelme bana uzaklardan
Uzaklar ayrılık kokar
Duymak istemem öyküsünü
Güneşleri eskimiş yıldızları
Çek git resimlerde durma
Gökyüzü bir başka açıyor
Beni görünce suçum bile utanır
Aç gömleğimi kaç gençlik çıkar
Vurgun yemiş ömrümde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!