yüreğim nadasta
bir kumral akşamdı kabataş
yüzünün sacında ışıyan,
sıcak iki kestanedir gözleri.
yer yer çiller biten, birer çıtlayan
içince çok içerdi masaya yıkılacak kadar
oysa gül ağırıydı
tutar birde rıhtımları yakardı gözleri çakmak taşıydı
öfkesinde kıvılcımlanırdı.
zişan
senki hazem koynuma güllenince
yıldızları sönük bırakırsın
gök yüzünde can güneşimsin gözüme..
bilincim toplumsallaşır da yüreğim yarılır
elim cam kırığı
ömrümü kazıyorum zaman teknesinden, dünün anlından.
diline yaslanıyorum dilim ağrılar içinde
değdikleri yerde ay kesiliyor canrevan biçminde
23.Nisan.1992
Bir ülke düşün gülüm
Çocuklar ana rahmindeyken daha,
katlediliyor.
Napalım bombaları az geliyor onlara
yön değiştirdi başladı kendimi yakmaya
işgalci ve yayılmacılığını ispatlıyor gövdemde
kendimi bulamadım aşkta aradığım olmayınca
mutlu aşk yaşayamaz tarihi geçmişi yoktur yaslanacak kanıtı da
acıların şah damarı gözler
yüreğimin ta içinden gelen seslerdir müziğim.
ki, aydınlıktan bir ışık demeti gibi düşer karanlıklara
yüreklere yakın durur ve o toprağa,
yeni tohum ve su gibi düşer..
Acı su
gözlerinden kapı açtın
buyur ettin bakışımı
yüreğim ağzımda geldim
inkar etmek yakıştı mı ?
öpüyorsam ayrılığı gözünden
söküyorsam yüreğimi göğsümden
geçiyorsam gözlerinin içinden
sana olan sevdamdandır bilesin
geçiyorsam bir çiçeğin özünden
sana olan sevdamdandır bilesin
acıyı evlat edindim kendime
rakı bile başka pusatlar beyazı
yürek acım kuşandı yalnızlığı
dostlar su verin sırtımda ki hançere
acımı evlat edindim kendime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!