sırçam
salkım yüzünde iki üzüm tanesiydi
ve ezilmişte demlenmiş şarabiydi gözleri
asma dalı gövdesi sırça köşk gibi ışıklı ve tenhaydı
kelebek kanatlarını toparlamışı
sırrınım
gözlerin kapanmasın güllüm
başı boş kalmasın yüzün
dünyanın bütün hüzünleri orda güzel
dibinde derininde gözlerinin..
soluksuzum yokluğuna
zavallı, kendine bile hayırsız bir kaç kıvılcımla
bir ateşi harlayıp canlandıramazsın..
burdan şiddetli bir heyacan çıkmaz..
solumdaki sılamsın
bileğimi hayat hayat büktüler
gül dilimi toprağından söktüler
gözlerimi kuyulara döktüler
dön gurbetten solumdaki sılamsın
sormana değsin
tütün sarıyorum dumanlansın başım
meme uçlarına beyaz bayrak gibi asıp
güneşin inadını kırdığın kağıtları
ki, aşırıp cüzdanımda saklamıştım
susa kaldı su
ay bedir
ayın yaptığı nedir
yüreğim hep gecede
susta kalır incinir nicedir
sütsüz
ağzımız tutuşana dek öpüşür kül gibi susardık geceye
yüreklerimiz kor gibi kalırdı yinede içimizde.
dilimizin eşelemesine teşni..
Ta ki
ki anladım sende kalmadım
aşkı dudağında teninde öptüğüm kadın
aşkı yüreğime sevdirdiğin kadın
en çorağımdan, susuz toprağımdan
ta ki anladım
anladım sende kalmadım
anladım ki yüreğinde
aşkı öptüğüm kadınım
acıları öptüğüm kadın
Tertemizi ateşi imkanlayarak
sular gölgesini içlerinde saklar,
gölgeler içerlek sularda..
bir gülün başlangıcına akarsa bir yarayı kanatmaz.
su o zaman gölgesinde saklanmaz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!