Yüreğime saplandı kahırlı hançer
Çaresizliğin damlacıkları kazıdı toprağı
Gözlerinden sanki çivi
Toprağa sıvanmıştı nem.
Ağladıkça, ağladıkça, ağladıkça…
Acılar tutar mı,
Yeşerir mi? Bilemem.
Eğildim önünde bir tutam gül ile
Gülü dökülmüş solgundu rengi
Sualleriydi hıçkırıkları
Derin kuyularından ağır.
Ağladıkça, ağladıkça, ağladıkça…
Zamansızca kayboluşların,
Kurumuş dikenlerin sancılı
Teli tükenmiş
Rengi bezenmiş
Gülü incinmiş.
Sevmeyi sevilmeyi, umudu koydum.
Ayarı bozuk kantarı kim çeker
Tabiat ana yas içerisinde
Gül kurumuş
Sel kurumuş
Göz kurumuş.
Ağladıkça, ağladıkça, ağladıkça…
Arşa kanatlanarak yükselen
Bitmeyen zulümler
Kaymaklı zalimler
İnsanlığa ölümler.
Ağırlığını,
Tatlı şehvetini kaybeden dünya
Yörüngenden de kaydın
Hafifliğiydi kara bulutların
Ektiği közleri,
Körpe bedenler üstüne.
Ağladıkça, ağladıkça, ağladıkça…
Toprak çürüdü
Tuz çürüdü
Kül çürüdü.
Düşündüm sorgular âlemince
Mutluluğu aradım.
Mutluluk dünya nimetin değilmiş
Kızılelma bahçeleri talan!
Soyamadım yarım elma.
Kovuldum cennetinden.
Ağladıkça, ağladıkça, ağladıkça…
Tükettim düşünceyi.
Kurulmuş nizamda
Kalmayan izanda
Her canlı gözünde.
Müslüm Bayram
Kayıt Tarihi : 18.10.2023 10:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ ZALİMİN NE VİCDANI NE DE ALLAHI OLMAYACAĞI GİBİ MÜSLÜM BAYRAM
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!