Kaç arı bahar geçti ayrılık kokulu
yeni yetme korkaklarda
Işkın sürdü aşklarım
En cesur sendin
Tanrılarimin dinler coğrafyasında
Ey olum!
Andikca icimi sizlatiyor adin
Ey kokusmuslar ulkesinin nar yiyen hukumdari.
her gece, Bir nar tanesine sattin uykularimi.
caliyor zilinde korkularim.
ve bilerek soruyorsun.
Uzak kaldık, dumanından tozundan,
Haber gelmez baharından yazından,
Kardeş küsmüş göç eylemiş sıladan,
On yıldır ayrıyım, Çiçekdağı’ndan
Vatanım, toprağım, deli ırmağım
Oysa sen, iki farklı coğrafyada yaşandın.
Oysa sen, gidişine ağlanıp
Şiirlerle anıldın.
Oysa sen, tutacakken ellerini
çocuk yüreğimin,
çıplak bir kadın suretiyle elllerimden alındın.
Beş şımarık geceye besteledim ben seni.
Beş ışıltılı ve fosforlu gecede çizgiledim sırtını.
Ellerim dokunurken yeryüzüne.
Ten adlı bir serseriymisim.
Ve avuçlarimda pencelenmis bir aşkın iniltileri...
Aşığın çilesi,meşk ile başlar
Akıyor gözümden kanlı yaşlar
Savurur bedenim,kuru bir rüzgar
Gidince bu sevda yiter mi sandın?
Şu soysuz gönlümü,vurdular taşa
Bilsen neler geldi,bu garip başa
Bir yudum su içmek kadar...
Evet ancak o kadar söndüre bilirler yaktığın ateşi,
senden sonra kanacaklarım..
...sonra gökyüzüne bakarsın,
- uçan balonlar ve uçurtmalara bürünmüş gökyüzüne.
- her gidiş için göğe saldığın dilek fenerlerine, kuşlara mesela...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!