idare fitilli dilli, mum bacaklı kadın, çok fenasın.
bir üşütür bir yakarsın,
karmaşık saçlarında kaybedersin
yalpalarsın beni dalgalarında.
sert sert kıyına çarparsın,
öldüm kadın...
Sizin atlarınız,
süslü fayton arabalarında
benim köyümün atları
kızgın güneşin altında kazanırdı
ekmek paralarını...
Ayaklarımın altından kayıyor cennet.
Tırnak uçlarımsa, sızım sızım sızlıyor.
Dünya'ya açılan kapı, kasık aramdadır.
Benden sorulmakta, tüm yetimlerin vebali
21:40 21.04.2010
Ah…Nupelda.
Sen?
Zulamda sakladığım mülteci kadın.
Yine mi ayrılık?
Yine mi yalnızlık?
Kaç bahar geceçek daha,
sen döneceksin?
Gri bulutlar, dolaşır üstümde
Sana isim koyamadım
Bakışları buz çocuğum
Güllerinse derilmedi
Mevsimlerin güz çocuğum
İtirafçıyım…
Çiviler çakıyorum.
Tutunmak için,
Ömür dediğimiz, evin duvarlarına.
Sıvası dökülmüş...
Darma dağın odaları.
Yere düşmüş çerçeveler.
Her gidende eskidi hüsnüm, cemalim
Gark oldum derde, pür ayan oldum
Ziyan oldu gitti, benim gençliğim
Kumdan kaleler gibi yerle bir oldum.
Saymadım kime neye, kaç akçe ömür
Anımı saymadım, günü saymadım.
İnsanlar tanıyorum.
tanıdıkça,kendimi çiziyorum.
Bazen içlerine giriyor,
bazen seyrediyorum dışarıdan.
Ayni dunyada yasayacak kadar guvenirken gündüz,
gece kapimi kilitleyerek uyuyorum,
Karmaşık dinlerin,
korku salan, masallarında
bir ütopyadır Tanrın
Ne elleri vardır,
nede yardımına koşacak, ayakları.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!