Kaç gecedir seni uyuyorum...
Seni uyanıyorum kaç sabahtır, bilmiyorsun!
İsmin hala dudaklarımda gizli,
Seni içiyorum sabah akşam
Kaç dumandır gözlerimde tütüyorsun...
Seni ağlıyorum kaç damladır, seni gülüyorum
Bu gece senin için söylenecek şarkılar,
Okuduğum şiirler sana meze olacak.
Raks edip tanburunda deli dolu nağmeler,
Akacak pınar gibi, gönüllere dolacak…
Seni candan sevdim diye, nedir benim kederim.
Cevr ü cefâ mı olacak mecnûn gibi kaderim.
Sen kendini üzme sakın, hata bendedir elbet,
Nasıl geldimse kapına, öyle çeker giderim.
Bugün, yıldönümü bir karanlığın,
Bugün, bir acının ziyâret günü.
Belki bir sevdânın doğumu bugün…
Belki en güzel rüyâ,
En gerçek hayâl belki etrâfımı çeviren.
Biliyorum doğru değil yaptığım,
Bir seher vaktiydi, düştüm yollara,
Ömür geldi geçti, yürümekteyim…
Rûhumda yer tutan yüce sevdânın,
Yıllar var, izini sürümekteyim…
Gözlerim yaşardı bak ağlar gibi,
Derler ki rüzgârmış, geldi de geçti,
Kandırıp, aşk diye eyledikleri.
Benim yüreğimi deldi de geçti,
Bir tutam kılm’ola zülf dedikleri!
Şu gönül sazıma bağlar dururum,
Oysa çok uzun değil haftada üç gün.
Topu topu üç kez rastlaşır yıldızımız,
O da söndüremez içimdeki alevi.
Sonrası değişmez bilirsin
Ben yine deli divâne,
Yüreğim her nefeste pervâne..
Tut ki ölesiye ağladım dar sokaklarda.
Bir emel uğruna çaresizliği vurdu saatler.
Buğulu camlar ardında bir hayal dolaştı
Mübârek bir günün sonrası…
Umut zelzelesinde ayakta kalan, aşkımız değil…
Yarım kalan bir bakış, sevmek değil…
Bulut değil yağmurları yağdıran; esen, fırtına değil…
Öylesine bir kopuş, ayrılık değil…
Bahar olsa da mevsim, deli gönül kıştadır.
Aşk denilen muammâ, bir anlık bakıştadır.
Her mevsimin çiçeği, güzelliği başkadır.
Al cânımı cânına, orada öldür beni,
Rûhuma cân verdiğin sırada öldür beni
Sevgili Dostum Tekin;
Nereden, nereye... Önce adın geldi aklıma ve internetten ismini yazıp arayayım dedim. Bu siteyle çıktın karşıma uzun bir aradan sonra.. Ve yine 'işte o ağacın altında buldum aradığım şiiri'...
İyi ki seni tanımışım, ve iyi ki varsın Tekin!