Büyük panayırıa düştüm, her köşede şenlik,
Dönme dolapta kustu, kafatasından benlik,
Tarihe zıt tarih, zıtlaşıp dikildi karşıma,
Bin yıllık akıl ki, bir asırdır gelmez başıma,
Perdeleri kapatmış, asırlık devi yıkan İmza,
Kimlikleri törpülemiş, yüz yıllık ağır ceza,
Çölde yürümek, Mecnun işidir evlat,
İstediği neyse, bulacağı da odur,
Ne dağın büyüklüğüne bakar Ferhat,
Ne imkansıza!. Aşk; Şirine giden yoldur..!
Bazen; kendi çölünde kaybolur seven,
Müsriflik bizimkisi,
Safi "aşk"israfı!..
Adı sevdaya...
Gönlün büyük gafı,
Leyla ile Mecnun,
Sevginin en safı,
Ben sanık sandalyesinde mukim...(!)
Sen bu davada hem savcı, hemde hakim...(!)
*
*
... ... ....
Suçum Ağır
Ferhat'a ''ŞİRİN'' gözüktü aşk...!
............''ASLI'' Keremdeydi oysa...........!!
Mecnun için, çölde kum tanesiydi ''LEYLA''......!!!
......Tek gerçekti Yusuf, çok sevmişti ''ZÜLEYHA''.....!!!!
Sevda motifliydi, ezip geçtiğin kilim,
Değdiğin gönlüme, bulaşmışken kirin,
Sevginin hokkabazı, bende senin esirin,
Ah aşk! .Sana aşk olsun! ettiğine bak..!
Seni abad eder mi, çektirdiğin acı,
Gelmez deme..! Beklemediğin anda gelir,
Yanan hayat kandilin, ''bir'' nefeste söner,
İster maraba ol, koca padişah istersen vezir,
Toprağa düşünce beden, her şey aslına döner..!
Gezdin dolaştın, toprağın üstünü ettin talan,
Ne oluyor? birileri çıldırmış durmuyor,
Ne halt yerse yesin, bir şey olmuyor,
Doluya koysan almıyor, boşsa dolmuyor,
Atatürk'ün arkasına saklananlar var..!
Bu bayrak bizim değil mi? neden söver,
Kocaman bir at varmış, sevmezmiş suyu,
Kapkaraymiş su orda, o dalların altında,
Köprüye vardığında, su da yansımış boyu,
Simsiyah gördüğü, süt beyazmış aslında..!
Kim diyebilir kim, uzun kuyruğu ile tuttuğu,
her şiirinizi beğenerek ve merakım törpülenerek okudum tebrik ederim yüreğinize sağlık.