Dolsaydın gözlerime neler neler görürdün,
Dolmadın, dolmadın ki oysa sendin sahibi.
Çarpıyordu yüreğim, kokun gelse uzaktan,
Gelmedin, gelmedin ki aldattın bu garibi.
Nefis müşkülattadır, derman arar her yerde,
Bir hayale daldım da; geziyorum âlemi.
Bu evrenden ötede, bir başkası var imiş
Sonsuzluğun tarifi, tatmin etmez ki beni,
Düştüm ben bir girdaba, çıkmak artık zor imiş.
Oturup geceleri gökyüzüne bakarım,
Ben istemem süslü parlak sözleri,
Ben isterim, bana tatlı dil yeter.
Ben istemem asık çirkin yüzleri,
Ben isterim; bana biraz gül yeter.
Ben istemem insafsızlar düzeni
Toprak susar, su yanar ama benim içimde;
Tükenmiyor özlemin, yılın Hasret Mevsimi.
Öyle derinde sevgin öyle farklı biçimde,
Bülbül gibi zar eyler gülün Hasret Mevsimi.
Yağmur olup gönlüme ince ince yağsaydın,
Bugün keyfim yok dostlar, kalbim ağrıyor
İnsanlık ne tarafta, biz ne yandayız?
Uzanmış yüz üstüne, çocuk ağlıyor
İnsanlık ne tarafta, biz ne yandayız?
Biz böyle mi doğmuştuk, fani dünyaya?
Dağlarından yağ akar, ovaların bal özü,
Güzelliğin öldürür, “sevmek” olur son sözü.
Irmakların ne berrak, hayat verir akışı,
Sanki kilim deseni, sanki heybe nakış’ı.
Yoktu ki ilimi, bilmezdi fenni,
Acemi çırağa mahkumdu hayat.
Zülüfler örgülü, yanakta beni
Aynaya, tarağa mahkumdu hayat.
Azığı bulunmaz boş idi torba,
Arar isen bulursun, balın özünde zehri,
Zindan etme kendine, Cennet benzeri şehri.
Lak lak ile geçiyormuş günleri,
Varsın geçsin, duymayalım olmaz mı?
Kaf Dağı'nın kralıymış kendisi
Onu bizden saymayalım olmaz mı?
Başka söze gerek yokmuş anladım,
Ecel çağrısını yapmadan önce,
İrkildim aniden durdum düşündüm.
Ölüm virajına sapmadan önce
Elimi başıma vurdum düşündüm.
Yollarım kısalır uzamaz gayrı,
Şunu da söylemeden geçmeyelim Baba olmadan Ana olmuyor:D
Şunu da söylemeden geçmeyelim Baba olmadan Ana olmuyor:D
Şunu da söylemeden geçmeyelim Baba olmadan Ana olmuyor:D