(Kızım'a)
Gecikmiş sevdalardan,
Gizemli bir yolculuğa çıkmak üzereydim,
İçimden bir ses öl diyordu öl! yaşamak için çok geç,
Durdursam kendi yaşamımı durduracaktım yalnız..
--------------------
Ben seni uçsuz bucaksız sevmiştim...
Bir çocuğun hayalleri, ufukta ki çizgi gibi.
Bunca zaman geçti ki sevmedim kendimi hiç,
Bir tekir sokak kedisi gibi oyuncu
Nefes aldım nefes verdim.
Nasıl dikilirse bir bayrak direği yere
Hiç kımıldamadım.
Ne hafif meşrepti aşkımız,
Sen kaçar ben kovalardım.
Geceleri beraber ısındığımız,
Mum ışığında sarıldığımız,
Dudakların susup, gözlerin konuştuğu,
Ayıpsız, yasak aşkımız;
Yağmur zaten yağacaktı
Gerek yoktu hiç gözyaşlarıma
Bir eski vagonun içinden ben
El sallarken koynuna yattığıma
Yalnızlık çekmiş tüfeğini ağzıma
Konuşma! diyordu; sus! yat yere!
İstanbul da aşk var bilir misin?
Ne kadar kaçarsan kaç,
Bir o kadar özlediğin...
Eski bir efsaneye göre anlatırlar;
Zeus Hera'yı aldatınca doğmuş Boğaziçi.
Gemiler hep gözlerimden geçer,
Hayal ederim vardığı limanları
Başımdan rüzgarlar eser
Yoksulum ben akşamları
Ne yana baksam fukara bakışlar,
Daha dün konuştuk seninle ordan buradan,
Görmeden yüzümüzü
Dertleştik.
Bir tutsak martı oldun sen.
Bir erguvan ağacı.
Saat 21:30 dan sonra İstanbul’u dolaştık.
Yasaklasalar da seni
Saklasalar da benden
Uzak değilsin,
Rüya ki hiç değil!
Bir sevgilim var kalbi delik,
Tükenmiş sevdam yüreğinde.
İncelmiş sevgi sözcüklerim,
Öksüzmüş sevmelerim,
Yetimmiş sevişmelerim.
Aç kalmış, fark etmemişim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!