Tükendiren Şiir
Geceydi
Ansızın sıtması tuttu toprağın
Titredi
İnledi
Radyosu teybi
Televizyonu
Telefonu şekil şekil
Hayatı yaşıyor tekil.
Unutmuşmuş
Aslında aklındaymış da
Kaya düşmüş kafasına
Kafası kayayı kafaya almış.
Yağmur olsan
Güle damlar
Dikenleri ıskalarsın
Sen doğuştan
Çok şanslısın..
Bin bir söz yakaladım
Binini boğazladım
Biri senin adındı
Bir onu ayıkladım
Bin bir dize dilimde
çok sevdi.
öyle çok sevdi ki tanrı kendi yarattığını,
bulutlardan şimşek sağan şiirler
yalnız bir şairin dudağını öperken
ölmeyi
sonrasında sadece yarattığı için doğabilmeyi deneyecekti.
TAŞ GİBİ DOSTUNUZ OLSUN
Seksenli yıllardı. Yoğun, ağır, acıtan ve acılı anılar bırakan, bir yanımızın tırpanlandığı yıllar… Çocukluktan çıkalı epey olmuştu ama yaşadıklarımın ağırlığını kaldırırken hala zorlanıyordum. Biraz yalnız kalmam, en azından bir süre yalnız kalmam gerekliydi. Bunu istiyordum. Ne var ki koşullarım buna hiç mi hiç uygun değildi. Oğulcuğum küçüktü. Eşime olmadık bir yalan uydurmak bana göre değildi. Zaten okul vardı ve ben en ağır derslerden birinin öğretmeniydim. Sık sık sarı zarf almaya alışmış biri olarak vara yoğa izin alamazdım. Aslında iki günde bir okulun hizmetlisi tarafından imza karşılığı zat-ı muhteremime(!) sunulan sarı bir zarf olmadığında meraklanmaya başlıyor, unutuldum mu acaba duygusuna kapılıyordum O gün de beklenen olmuş, ve okulumuzun hizmetlisi “hocam size bir evrak var şurayı imzalar mısınız” diyerek sarı bir zarfı bana uzatmıştı.
Gülümsedim.
İmzaladım.
Zarfı açmadan önce tarihine ve evrak sayı numarasına baktım. Nasılsa bir savunma isteyeceklerdi. Bu numaraları gerekçeli savunmamda belirtecektim. Bir çok tahminim vardı.Sınıfta gereksiz bir konuşma yapmış olabilirdim. Din dersinde cinleri anlatan konuya kafalarını takmak yerine iki soru daha çözmeleri gerektiğini anlatmış olabilirdim. Halkın değer yargılarına ters düşecek …
Amerika’da ölen bir kadın için kilisede cenaze töreni düzenlenmişti. Tören sonunda cenaze görevlileri tabutu taşırken, tabutun ön bölümünü yanlışlıkla kilisedeki sütunlardan birine çarptılar. Bu sırada tabuttan bir inilti sesi duyuldu. Tabut açıldı ve öldüğü sanılan kadının yaşadığı anlaşıldı.
Bir süre hastanede tedavi edilen kadın iyileşti ve 10 yıl daha yaşadı. 10 yıl sonra öldüğünde ise cenaze töreni yine aynı kilisede yapıldı. Tören sonrası görevliler tabutu taşırken, kilisedeki aynı sütunun önüne geldiklerinde, ölen kadının kocasının, arkalardan telaşlı sesi duyuldu;
-Sütuna dikkat ediiiiin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!