Bütün Sevim'leri sevseydim
Anlamı olmazdı sevmelerimin
Her önüme geleni sevmedim.
Ondandır ki
Ara sıra sevimsizim.
Şiirde ritim duygusunu açıklarken ritim kavramı üzerinde biraz daha durmak da gerekiyor.
Bedenimizdeki ritim kalp atışımız ya da nabzımızla kendisini gösterir
Beynimiz ritmik olmayan olguları algılamak zorluğu çeker
Ritim her ne kadar sayısal bir şey gibi görünse de sayılardan çok daha somuttur.
Buradan yola çıkarak serbest şiir dediğimiz şiirlerimizin iç ritmini oluştururken yeteneklerimizin dışında özel birtakım teknik bilgilerimizin de şiirimize katılması gereği ortaya çıkmaktadır. Ancak gelişmiş insan olarak elbette serbest şiirde hece ya da dize saymaktan bahsetmiyorum. Ritimle kalıbı birbirine karıştırmadan bu konuyu irdelemek gerekiyor.
Konuşma dilimizde bile farkında olmadan belli bir ritim kullanırız.
Özetle kuralsızlığın bile bir kuralı olduğunu ve bu kuralın evrensel bütünlükle uyum içerisinde yol aldığını, sanatta estetikten asla ödün verilmemesi gerekliliğini ön koşul olarak kabul edip estetik güzelliği en başarılı yakalayan şairimiz elbette ki hiç kuşkusuz Nazım hikmettir. Tüm şiirlerinde ne çıban gibi duran bir tek fazla hece, ne de şiiri topallattıran ufacık bir aksak ritim bulamazsınız. Öncelikle bu hakkı teslim ettikten sonra sözü sanatta yaratıcılığa getiriyorum.
Şiiri bir heykeltıraşın heykeliyle anlatmaya çalışırken kalıp döküp mask yapmaktan öte figür, konu, derinlik, yoğunluk, ışık, boyut ve daha birçok bilgiyi harmanlayarak mermerin ipek görünümüne dönüştürüldüğü heykel sanatından bahsetmekteyim.
Şiirimizde de bu içeriklerin hepsini bütünleştirmek durumundayız. Sözcükleri birleştirir ya da ayrıştırırken sözcük boyutundan ötelere taşımak, ne olursa olsun mutlaka bir yaratıcılık katmak sanatçının amacı olmalıdır.
Mükemmel bir matematik yapıya sahip olan dilimizi kullanarak şiir yazıyorsak bu dile karşı da borçlarımızın olduğunu bilerek var olanı tekrar etmenin ötesine geçebilmeliyiz.
Yeni yetme Köroğlu’lar, Dadaloğlu’lar, Aşık Veyseller sadece asıllarını yaşatan taklitten öteye gidemeyecektir. O nedenle ister hece yazalım ister aruz, istersek serbest şiir; önce başkalarını sonra da kendimizi sürekli tekrar edip etmediğimizi sorgulamak ZORUNDAYIZ..
SÜRECEK
GİTMEK? .... dedim yıldıza,
“Yağmur” dedi
sağanağından,
boranından,
kasırgasından öte bir yağmur.
Eskiyi başa sardım, sona doladım
Doyasıya yaşayamadım da
Yaşamaya çabaladım.
Yoruldum,
Soluksuz kaldım.
Sıtmalı yellere saldım saçlarımı
Ezildi
Küçüldü
Dualara sarıldı
Utana sıkıla inançsızlığından
Sevgi dilendi
Yandı kaybetmişliğine
Bir inatçı sancı yerleşti,
Canımın atan damarına.
Kan rengi bakışlar sakladım
Göz kapaklarımın ardına.
Öylesine yoktun ki,
Ve öylesine çoktum ki bu kış
Bir “YOK” anlatacağım size...
Bulmak, tutmak, bırakmamak bırakılmamak istediğim bir “YOK”..
Aranabilecek her yeri arayacağım,
Köşe bucak her yeri didikleyeceğim,
Asla yılgınlık göstermeden, mutlaka var etmeye çalışacağım bir YOK….
Sanıyorum ki o YOK birinizin bedeninde gizli.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!