Şükrü Topallar Şiirleri - Şair Şükrü Top ...

Ayrıldık istemesek, elde değil ne yazık.
Bu aşkın kaderinde demek ayrılık varmış.
Dilimizde şarkılar; çalıp, söyler ayrılık.
Gönlümüzdeki hüzün, gözlerimizdeki yaş.

Kader hükmünü vermiş, ne gelir elimizden

Barbaros geliyor,kazanmış zafer.
Kadırga, gemiyi bağlamak ister.
Dikilir beş tane beşik gibi taş,
İstanbul'da bir semt olur BEŞİKTAŞ.

Şükrü Topallar

Görür görmez sevgili gönül sana tutuldu,
Aşkımız şarkı oldu,saz teline vuruldu.
Yar başını koyunca; göğsüm de uyutuldu,
Aşk uğruna ne varsa sevgiliye sunuldu.

Sevgilim güzel sesin; kulağım da hoş seda,

Tam karşımda bir güzel,belirir endamıyla.
Bakışlar hep üstünde; güzellik,boy,posuyla.
Dönüp bakan bakana genci,ihtiyarıyla.
Seslenir aşk şarkısı,gözlerinde davet var.

Ah! Of! Çeken çekene,kimi şansını dener.

Bağımsızlık,bayrak,vatan ve millet;
Unsurlar meydana getirir devlet.
Aynı din inancı veriyor kuvvet,
Ortak dil sonucu vardır uhuvvet.

Meramı anlatmak için dil ister,

Hiç gülmedi kara bahtım,
Bahtı kara Karabağım.
Karabağ için yaşlarım,
Kan damlıyor Karabağım.
Hocalıda mezalimi,
Dünya seyretti zalimi.

Her anı doya doya yaşanılmış bir aşk var,
Köşe bucak dopdolu geride hatıralar,
Külleri savrulunca, altından çıkıyor har,
Unut unut diyorsun, nasıl unutulursun.

Sönüpte küllerinden yeniden doğmak başka,

O, O! Dostum ne haber?
Sarılıp, öpüşmeler
Tatlı ve güzel sözler
Sözler, gülüşler sahte

Silahsızlanma, dostluk

Bir bakışla aşkımız filiz vermişti sürgün,
Saatler hep mutluluk çalarak geldi bugün.
Bugüne gelirmiyiz hiç düşündük mü o gün?
Yaşıyoruz heyecan; aşk başlamış sanki dün.

Görücü usulüydü seninle tanışmamız,

Esme rüzgar esme, cananım yasta,
Hasretlik yatağa düşürdü hasta.
Uyuyor; el, ayak çekti dünyadan,
Esersen uyanır derin uykudan.

Uyuyor sanırsın ölüm uykusu,