Bırakmadık davayı ne olursa olsun asla.
Vaz geçmek yok, çalışmaya devam canla başla.
Rabbim ayaklarımızı sabit kıl, kalplerimizi yamultma,
Selam olsun Hilafet icin gecesini gündüze katanlara....
Biz gitsek te bırakamayız ruhumuz kalır geride,
Kelebek ömrü dostluklar o da gömüldü yerin dibine,
Yaşın önemi yok anlatamazsın ki cahile,
Nazif duyguları terk ettik şimdi çılgınlıklar var yerinde...
Masum simaların avuçlarında bir nefes dua, ulaşsın diye göğe,
Kanatlanip ucmaktan,sağa sola savrulmaktan.
Özgürlük kuyusuna kanat cirpmaktan.
Kapitalizm karanlıgında kaybolup,
Demokrasi girdabinda yok olmaktan...
Bıktık artık kandırılmaktan,
Bir avuç duaya hapsediyorsak eğer bütün yaşananları
Ve suskunlukla şahit oluyorsak ümmete yapılanları,
Kökünden sökülmüşse hamaset duyguları,
Bir kere daha soruyorum bu gidiş nereye...
Her bir belde işgalcilerin elinde boyun bükmüşse,
Gecesini gündüzüne katar ama yoruldum demez,
Kapı, kapı diyar, diyar gezer ama şikayet etmez,
Çok yemeyi çok uymayı hele boş durmayı hiç sevmez,
Çünkü o bir davetçidir, ona başkası sevimli gelmez.
Çoğu zaman kapılar yüzüne kapanır ama o bükülmez,
Bütün yaşananların bitmesini beklerken,
Birde baktım ölmek üzeresin...
Zamanla kavga ederken,
Eyvah meğerse en geridesin....
Bu badireli yolda bir çıkış, iki iniş içindesin...
Bir kere de 'dur' be gönül !
Kime oynuyorsun dünya söyle de bilelim,
Gelişin ve gidişin koca bir boşluk peki neden bu tilkiliğin,
Sadece bir imtihansın vardır haberim,
Yine de tonlarca yalanı taşıyan yoksa sen değil misin?
Kime oynuyorsun dünya söyle de bileyim,
Ey Halep… Hayâ ediyoruz artık seni anarken,
Gözyaşlarımız kan olup yüreğimize akarken,
Her gece bu son haykırış olur diye ümit ederken,
Oysa sen yanıyorsun Halep… Bizler uyurken…
Son bulsun artık Ya Rab ümmetin bu hali…
Yeter artık korkusuzca sahiplensin Halep’i…
Parçalanmışlığın ve yok oluşun eşiğinde yetiştin insanlığa,
Zifiri karanlıkta doğru yolu göremezken sen çıkardın bizi aydınlığa.
Bugün ise tuzakçılar başlamış vahiyden bir parça olan sünnetinle savaşmaya,
Ey kutlu nebi gerekirse Kabe'nin önünde seni korumak için hazırım Hamza olmaya.
Senin sözlerin red olsun diye adil ashabın yalancılıkla suçlanıyor,
"Kudüs ve Mescidi-i Aksa, Haçlıların işgalinde olduğu müddetçe, ben nasıl olur da gülebilirim, sevinebilirim, istediğim gibi rahat yemek yiyebilirim ve hele gözüme uyku girebilir? ! "
Bu sözler o büyük komutanın sözleri…
Haçlıların işgali altında olan Kudüs’e dayanamayan İslam komutanın sözleri…
Atını diyardan diyara sürerek koşturan, Kudüs’ün fethi için cihada davet eden komutanın sözleri...
Yerinde duramayan, hüzünlü ve dünya kaygısı olmayan, İslam komutanın sözleri...
Mescidi Aksa’yı haçlıların elinden kurtarıp, İslam sancağını Kudüs semalarında dalgalandıran, büyük fethi bu ümmete yaşatanın sözleri…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!