Kar yağarken bu sene Edirne'ye
İkinci kez boyandı beyaza
Kar çiledir zemherinin ayazında
Karakış derler bu aya
Edirne gibi bir kente kar değil
Bir dantel yağıyor adeta
..
Siyah karamsarlıkmış oysa ben huzur buldum
Kirpiklerle çevrili orman karası gözden
Siyah efkâr verirmiş oysa ben neşe doldum
Bakmaya doyulmayan esmer güzeli yüzden
Gönlüm coştukça coştu aşk denen fırtınadan
Siyah hayaller kurdum saçındaki kınadan
..
1-Dalga boyu 1cm olan bir fotonun enerjisi; 0,000124 elektron volttur.
2-Fotonun enerjisi, dalga boyu ile ters orantılıdır. Dalga boyu artıkça, enerjisi azalır. Dalga boyu azaldıkça, enerjisi artar.
3- 1K'lik sıcaklıkta tipik bir dalga boyu 0,29 cm. 300 Kelvinlik bir sıcaklıkta kara cisim 0,001 cm. bir ışıma yapar. Yani bu ışıma, kırmızı ötesidir. Gözümüzün göremeyeceği denli büyüktür. Sıcaklık artıkça dalga boyu kısalır. Bu nedenle Yıldızların (Güneş'in) yüzey sıcaklığı önemlidir. Çünkü gezegenlerindeki muhtemel hayat forumları bundan etkilenecektir. Biçim alışları yıldız damgasını yiyecektir. Örneğin Güneş'imizin yüzey sıcaklığı 5800 K'dir. Yani ışınım dalga boyu 0,29/5800K= 0,00005 cm. Eş deyişle angström olarak söylersek; 1angströmle (1cm'nin yüz milyonda biri) çarptığımızda 5000 angström eder ki bu görme sınırlarımızın ortalama frekansıdır.(görünür ışık yaklaşık; 4000 ila 7000 üzeri angströmdür.)
5- Işığın tipik dalga boyu, birimi sınır bir birim gibidir. Yani bir ışınımı (radyasyonu) tipik dalga boyundan (0,29cm'den) daha küçük bir alana sığdırma güçlüğünden dolayıdır ki iki foton arası uzaklık, tipik dalga boyu kadardır. Yani 0,29 cm. kuantlarıdır.
6-Kara cisim ışımasında kural: Sabit bir hacimdeki, parçacık sayısı yoğunluğu sıcaklığın küpü ile orantılıdır. Foton enerjisi de, o şeyler arasındaki uzaklığın küpü ile ters orantılıdır.
Yani bir birim hacimdeki foton sayısı sıcaklığın küpü kadardır. Sıcaklık, artıp azalmakla; fotonlar arası mesafeyi artırır Ya da azaltırdır. Diyelim ki birim hacmimiz bir litre olsun. 1 lt deki foton sayısı bu hacmin sıcaklığının küpü kadardır. Ortalama foton enerjisi de sadece sıcaklıkla ilişkilidir. O halde kara cisim ışınımının birim hacim enerji yoğunluğu sıcaklığın 4. kuvveti ile (a.a.a.a dır) . Bu da 10 K'lik bir sıcaklıkta 47200 elektron volttur.
..
Ve o geceden sonra hiç
o şekil büyümedi bu yürek
o şekil bakamadı bu gözler,
sorgusuz sarıp sarmaladığı tüm halklarına insanlığın
sessiz damgasını vuramadı
umut taşıyamadı sevdalılarına...
Oysa bilsen bir zaman
..
Siyah Ve Kırmızı
Dışarıda
nisan yağmuru çiseliyor..
Islanıyor yollar.
Badem çiçekleri üşüyor.
Damlalar iniyor
..
SİYAH SABAH
Bayrampaşa
Ruhumun diyetinden bir şey kalmadı bana. Ötesi yaşamın aynılığına bağlı. Alevin çiğnediği çığlıkların ölümünü yaşamak değil benimkisi...dumana zorla kabul ettirilen et yanmalarını duyumsama, uzaklarından senin. Ölmenin kendine hafif, bilincime ağır gelen kokusuna sarılan bedenden öte bir şey değildim artık. Susmanın caniliği belki de bu. Kor. Yangın. Duman.
..
Siyah mı, beyaz mı?
Bence siyah…
Benim rengim bu,
Çünkü içim karanlık…
Çünkü içim simsiyah…
Siyah bensem, beyaz sen…
..
Her şey senle başladı
Siyah İncim
Senle bitecek
Eğer bir gün bulursan beni
Vuslat anı çok yakın
Belki kavuşuruz şimdi
Yıldızlar kadar güzel yüzün
..
İnsanlar tanıdım hemde bir çok insan
Kimi zaman renkli dünyalarını paylaştılar benimle
Kimi zamanda tanıyamadığımı anladım vurdukları darbelerle
Bende. bir insandım işte...
Hiç bir zaman sahiplenmedim moru, turuncuyu, pembeyi, yeşili
Hep çok sevdim siyah beyaz ve gri renkleri,
Sonra bende pişman oldum
..
kulağım da senli benli anıların siyah beyaz çığlığı
gözlerim de ise yarınlar da sensizliğin boşluğu var
..
Asaletinden vazgeçmeyen bir karabulut
Yağmur kovalıyor
Uçurumsu siyah gözlerinde
Islak bir büyü aşk
Siyah gözlerinde düştüm o büyüye
Aklım yüreğimin emrinde bir asker
Gözlerin için topluyorum
..
-Güzel Şair Veysel Çolak’a sevgiyle…-
FEVZİ GÜNENÇ
Ben Barış çocuk… Küçüğüm; çok küçüğüm… Bir şairin şiirinden çıkmışım. Çiçeğin rengini arıyorum. Görüyorum, evet var rengi çiçeklerin. Kırmızı. eskiden kırmızı değildi bütün çiçekler. Seviyorum kırmızıyı. Ama artık eskisi kadar çok değil. Çünkü o renkte, artık annemin cansız bedeni var.
Daha mı çok sevmeliyim o zaman kırmızıyı? Annem diye mi sevmeliyim bütün kırmızı çiçekleri? Belki öyle ama olmuyor işte.
Giderek soluyor çiçekler de onun için. Kırmızıları bile… Artık dallarında değil onlar. Hepsi solmuş. Kırmızıları da azalıyor giderek. Belki siyah olacaklar sonunda. Ben siyah çiçekleri sevmem. Siz sever misiniz?
Siyah çiçekleri hiç kimse sevmez.
..
Şu sevimli kırlangıçlar
Dışarıda kar var,tipi var,soğuk var...
Üşümezler mi
Siyah siyah uçurtmalar gibi kırlangıçlar
Bu gün kırlangıçları seyrettim penceremde
Sarhoşluklarını sevdim onların en çok
..
Bir aşk haftasının daha sonuna geldik sayın seyirciler.Bir haftadan fazla mutlu olması yasak olan Kürşat,bir mutluluğu daha tüketti böylece.Şimdi yüreğinde,dilinde aynı iki hece:HÜZÜN…
Kalp isyan noktasında sayın seyirciler.Kürşat,kalbin üzerine geliyor,vuruyor ve gooolll.Kalp ağlarda.Anlamıyorum Ferhat ne halt etmiş dağlarda.Bir kız için değer miydi be usta? Bugüne kadar yazdığım tüm her şeyi çürütüyorum; aşkın varlığına ve birliğine inanmıyorum…
Artık her duamın sonuna bir sitem ekliyorum din kitaplarına inat.Haşa isyan etmiyorum Allah’a,ama gücüm kalmadı vallaha.Yeter Allah’ım ya! ! ! Çok bi şey istemiyorum,sök al şu kahrolası kalbi yerinden yeter.O olmasa ne gam,ne keder.Hüzün adres değiştirmişti ya geçen hafta,bak yine geldi bana.Bok mu var hüzün burda? ?
Yolda gördüğümde selam verilmeyecek insanlar listesi git gide kabarıyor.Altyazıda dün gecenin skorları geçiyor:
Helal edilen haklar=1-Edilen ahlar:0
Uykusuz Geceler=1-Mutlu Sabahlar=0
Turkuaz=5-Siyah=0…
..
Sadece gecedir kara olan siyah bile geceden calmistir rengini Bütun kederli bahtlarda dunyanin karamsar kaderine yani geceye özenir Ve gece sabaha kavuşunca aydinlanıyorsa dünya Mutlak bir yerde yeni umutlar filzlenmiştir Iste asll buna özenmelidir insan.
E-U
..
Bir küçücük, minicik kız
Küçücük, kısacık saçları
Minicik elleri
Simsiyah çekik gözleri
O gözleri
Siyah gözleri
Gözlerin ne anlatmak istedi?
..
Siyah yazmadan bürünmüş
Sanki huriden bölünmüş
Ben kız sanırdım gelin imiş
Böyle bir güzeli gördüm
Siyahlar alın üstünde
Sürme çekili gözünde
..
Futbol takımımız yeşil sahalarda
Klas golleri atarak türbünleri ayağa kaldırdılar
Büyük çoşkuyu deniziliye yaşattılar
Türbünlerde tek yürek oldular
Denizli futbolcuları ile gurur duyarız
El ele taraftarıyla türübünlere koşarız
Yeşil siyah renkleriyle sahalara güneş gibi doğar
..
Ağrıyan başımla baktım
Diktim gözlerimi yırtan yağmurlara
Denizi gökyüzünde buldum
Tuttuğum ilk balık
Siyah bir bulut
Ağrıyan başımla baktım
..
Çoğumuz bir zamanların siyah beyaz ekranlarına geçmişimizi gömmüşüzdür.
Çoğumuz bir tadım hayalin peşinden giderek, kimi saf bir çocuk gibi hayata serpilir iken, kimi de olgun bir kişilikle çocuk yönümüzü o siyah beyaz cam ekranlarda görmüşüzdür.
Çizgi filmlerde kahramanlaştığımız, parodilerde yaşamı anlamlandığımız, dizilerde duygusal yolculuklara ışınlandığımız, filmleriyle emsalsiz bir yolculuğa uğurlandığımız o siyah beyaz dünyadan ne çabuk ayrılıp, yalan bir gerçeğe ışınlanmışız bilmiyorum.
Hayatımızın en güzel baharıydı o mevsimler. Bir evin içine misafir olarak dalıp 4-5 saatlik konukluğumuzda ev sahibi sıfatı elde ettiğimiz zoraki birliktelikler, aynı ekran karşısında geçirdiğimiz o doyumsuz birliktelikler, yayın bitince mecburi gidişlerle biçimlenen gerçekler.
Ne çok mutluymuşuz o günlerde oysa. Ne çok insan olarak yaşıyormuşuz ayırımına varamadan gelip geçirmişiz o günleri ve ne çabuk çevirmişiz o muhteşem yaşanası sayfaları.
Şimdilerde ‘dönek’ bir devrin içerisindeyiz tamamen. Nur içinde yatsın neredeyse her Türk insanının her bir filmini 10’dan fazla izlediği Kemal Sunal filmleri ile geçiyor günler. Farklı kanallarda birbiri peşi sıra yayınlanan ve hala her karesine izleyici çağıran bu filmlerle serpildi Türk halkı ve bu izlence gerçeğiyle mayalandı yıllar yılı.
Epeydir ekranlarda bir karmaşa, bir rezillik, emsalsiz bir ‘soytarılık’ repliği oynanmakta ve bizler bu iğrenç izlencelerden kurtulamadıkça dünümüzü yeniden arar olduk ve kendimizi sorgulamaktan bir haller olduk.
..



