Talih tüfengini atışa hazır
Etti silahını bende sınadı
Perişan eyledi koymadı huzur
Tuttu silahını bende sınadı
İSMETİ nereye gitse izinde
Parmağı tetikte dipcik yüzünde
..
Alıp sazı vurdum telin üstüne
Türküler söyledim gülün üstüne
Sofralar sermişim yolun üstüne
Yiyen zehir diyor balıma benim.
İSMETİ'yim sırrım kimlere açsam
Köprüler yıkılır üstünden geçsem
..
Sevdamı vird-ü zar ile etsem ikrar
Sevinmez misin her an eylesen tekrar
Şu koca ummanda serden geçti dalga bir ben varım
Başucumda ağlaşup duran martılar benim yârim
İsmini zikir diyerek tespih ettim bilmem kaç sefer
..
Söyle ey pençesi kamalı mücahit
Şu toprak bize ne zaman diyar olur
Bu millet ne zaman bahtiyar olur
Ve sen söyle ey zulmet eri
Ne zaman karanlık sana yar olur
Pekâlâ, çiğnediğin topraklar
Elbet bir gün sana dar olur
..
Beklenmedik bir an, ayrı bir telaş,
Arkana bakmadan gidersin bir gün.
Eskiyince zaman, sen yavaş yavaş,
Yıllara borcunu ödersin bir gün.
Elbet kalmayacak yanında kimse,
Gözünde yaşlarla, 'sen' dersin bir gün.
..
Her bir derde bin deva veren Allah’ım
Benim derdime deva yok mudur?
Bin bir türlü varlık içinde Allah’ım
Benim gibi dertli kulun çok mudur?
Mademki kaderime yazılmış kara
Yalnızlığa bin sır neylesin
..
Kabuğuna çekil
Büyü yalnızlığında
Yıllar sonra birden
Koş soluk soluğa...
Karanlık sokaklara dal
Bütün kapıları zorla
..
Kan damlar yüreğimden
Sevgiden barıştan yana
Öldürmedeler insanları
Din adına, Allah adına.
Yüreğim kan ağlıyor
Otuzyedi yürek dururken
Dumanlar içinde,
..
Maske takmış yüzüne
Tanınmasın diye
Maskeyi takmasa yüzüne
Kim der ki ona
Adam diye
İnsanlıktan çıkmış
..
Artık ne sakiler var ne dönen peymaneler
Ne topukda zülüfler ne yanan pervaneler
Bülbül gülü sevemez bu mevsim-i hazanda
Zira dil şikestedir, kapanmış humhaneler
Nağmeler arşa çıkmış inmez artık zemine
..
93 Temmuz sıcağında
Cuma namazı çıkışında,
Gün ortası,
Ateş düştü Sivas’ta Madımak'a
Kitaplar, bağlamalar,
CAN’lar kor içinde yanıyor.
Türküler, şiirler,
..
Ben çok hüzünlü adamlar gördüm
hiçbir şey konuşmadım onlarla
karşılıklı iki keman gibi işlek çizdik omuzlarımızı…
sadece biri: ateş almaya mı geldin! dedi
çok hüzünlü adamlar gördüm
yalnız o beni gördü
..
Bir mektup yazdım sivas elinden
Acep memlekete gidermi ola
Yirmi ay gurbetelde askerlik
Acep bir gün olur biyermi ola,
Bir dost bulup ona derdim söylesem
Bu günler geçer diye gönül eğlesem
..
Otobüse bindim görünmez dağlar
Yüreğim yanıyor gözlerim ağlar
Ayrılık acısı içimi yakar
Asker olup teslim oldum alaya
Hasret kaldım ana baba sılaya,
Acı olur gurbetelin dumanı
..
İnsan haklarını içeren özgürlük, demokrasi, ulusal egemenlik ve bağımsızlık düşüncelerini 88 yıl önce karanlık günlerde Atatürk ilke edinmiş bu ülküyü ulusal ve evrensel alana geçirmiş Türk Ulusu kadar dünyaca benimsenmiş bir liderdir. Bu gün çağdaşları olan dünya liderlerinin düşünce ve yapıtları ortadan kalkmış heykelleri yıkılmıştır.(ÇORŞİL MİSOLİNİ, HİTLER. LENİN. v.b GİBİ) Ama Atatürk ve düşünceleri dimdik ayaktadır. O’nun izinden gitmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ulusal egemenlik ve çocuk bayramı olarak kutladığımız bu mutlu günümüze ülkemizde olduğu kadar her yıl 23 Nisan günü dünya çocukları içinde bir simge olmuştur. Çünkü O yüce insan geleceğin teminatı olan Türk ve dünya çocuklarına armağan etmiştir.
19 Mayıs 1919 da Samsuna çıkan büyük önder Amasya genelgesinden sonra Erzurum kongresi ve Sivas kongresi gibi ülkenin can damarını oluşturan toplantılar yapmıştır ve Türkiye’nin kalbi olan Ankara’da 27 Aralık da büyük bir coşkuyla karşılanmıştır.
23 Nisan 1920 de büyük komutanlar ve mebusların hazır olduğu Hacı Bayram Veli camiinde Cuma namazını izleyen bir anda Kuran’ını Kerim okunduktan sonra dualarla tekbirlerle meclis binasına gidildi Kurtuluş savaşımızın utkusu için kurbanlar kesildi ve yüce meclis açıldı. Artık yönetim ulus egemenliğine dayalı olan ve Kurtuluş savaşımızı yönlendirecek TBMM meçlisi açıldı. Artık bu meclisin alacağı karar etkinlik kazandıracaktır. O günlerde yurdun her köşesine genelge gönderilerek Kurtuluş savaşımızın kazanılması için camilerde Kur’an okunması hutbelerden dualar yapılması istendi.Ülke bölünmez bütünlüğü ve ulusun birliği zaferin sonuçlanmasında etken olan
genelgesinden Ulu Önder’in buyruklarını ulusumuz aynı ses ve imanla yerine getirmiştir.
Daha Erzurum Kongresi’nde alınan kararla ülkenin bütünlüğünün ulusal bağımsızlığın sağlanmasına başlangıç olmuştur. Devletin temel ögelerinin insan toğluluğuna mutluluk getirecek şekilde belirlenen misak-i milli sınırlarımızın ve ulusal egemenliğimizin ilk adımları atılmıştır. Bu bizim için vazgeçilmez bir kavramdır. Türk ülkesinin sınırları kesin olarak belirlenmiştir. Ulusal egemenliğimizle kurulan Yüce
Türk Milleti’nin ekonomik gelişme imkanını da elde etmek daha çağdaş, daha düzenli bir ülke olarak demokratik, özgür, sosyal hukuk devleti yolunu açmıştır.
Bugün O’nun açtığı yolda hızla devam ediyoruz. Bugün Türk Milleti Çağdaş yolda, ekonomide, demokraside hukukta savunmada ve her alanda Ortadoğu’nun süper ülkesi olmak yolunda gurur ve onurun kıvancını yaşıyoruz.
..
Hicret ile hicran arasında bir bağ vardır hüzünden
Mazi canlanınca göz pınarları sökülür bu yüzden
Hor görme nolursun üzerine bastığın kara toprağı
Öyleydin, göbek bağı ile bağlandığın gibi o özden
Bir çığlık at, at ki duyulsun ta uzaklardan acı sesin
Sen unutamadığım tuzlu bir şakaktaki bir busesin
..
Bir tren kalkar Sivas'dan
Camlarında yağmur taneleri
Ve yollar boyunca gurbet yayılır
Sen bu şehrin yağmurunu bilmezsin
Dudakların karanfil misali ıslak
Saçların toprak kokardı
..
Bir Cuma günüydü
Dışarıda öfkeli güruh
Kimse karşı koyamadı
Devlet yandı kavruldu
Yanıyor yanıyor Sivas yanıyor
Kanıyor kanıyor yaram kanıyor
..
Aşk düşünce yollara
Bir pervasız gün olur mecal
İniverir gök kubbede hoş bir seda
Zaman Sivas’ta lal olur
Sivas,
Gözlerime uzak
..