İki oda düşün,birbirine bitişik aradaki küçük kapı ile irtibatlı...Bu iki odadan biri karanlık,diğeri ise aydınlık(lambası yanıyor) ve bir kelebek ile yarasa düşün.Yarasayı bıraksan bu odalardan birine; o gittiği odayı bilmez ve zaten onun bir önemide yokturdur.Çünkü yarasaların gözleri iyi seçemez.Ha aydınlık oda ha karanlık oda.Ama kelebeği hangi odaya bırakırsan bırak o hep aydınlık odaya geçecektir çünkü onun gözleri görmektedir.
İşte bilim,cehalet,bilim insanı(aydın,okumuş insan) ve cahil insanın durumu yukarıdaki gibidir.
Bilim aslında aydınlık oda gibidir,kelebeği yani bilim insanını kendine çeker.Karanlık oda ise cehalettir ve ona daha çok yarasalar girer.Gerçi yarasalar aydınlık odaya da girerler ama o odanın aydınlık oda(bilim,bilgi) olup olmadığını bilmezler.Gerçi kelebekler karanlık odaya da girerler ama onlar aydınlığın ne demek olduğunu bildikleri için karanlıkta fazla kalmaz hemen aydınlığa,bilime,bilgiye yönelirler...
18.10.2007-Sivas-Yenidoğan
..
Biz böyle bilirdik;
Sen’in kokunu gül’den aldığını.
Yokluğunda öğrendik;
Gülün kokusunu Sen’den çaldığını.
(21.09.11 / Sivas)
..
Her adam olamaz deli Sivaslı,
Sivasın yiğidine kurban olurum,
Sivasın insanları özü Osmanlı,
Sivasın kültürüne kurban olurum.
--------------
SİVAS/
..
Yıl bin dokuz yüz altmış yedilerde
Bir kadın öldü
Sevda çiçeklerinin açtığı yerde
O şimdi kalbimde gömülü
Seven de sevilen de ölü
Sivas-1971
..
İkinci Bölüm
1
‘Lerdüvan dayadım alma dalına,
Almaları yumruk yumruk daş gibi.’
Tren keskin bir düdük çalarak küçük bir istasyona giriyordu.
Koridorun penceresinde yıldız yıldız parlayan ışıklara gözlerini dikmiş olan köylü:
..
Sivastan çıktımda kangala doğru,
Tecere indim karınan dolu,
Yağ dondüran diyor,kestim yolunu
Bugün dağlar yine kar ile boran...
Sivas ile bu kangalın arası
Kangala salıyor karalı yası
..
Zaman deyince
ürküyorum
aşkın canavarı mı ki (13.9.95 İstanbul) ,
aşk yarası bu
topal bir hayvan gibi
kaçıp gizlenmem lazım (98 Sivas)
..
Zaman ip atlatıp durdu
çocukluğuma gençliğime
yoksulluğum takıldı ayaklarıma
düşüp düşüp burnumu kanattım
tabutum da düşerse komedi olur valla..
(97-Sivas)
..
Ben gidiyorum
Bugün alacasına kara çalındı sabahın
Sabahlar sana kalsın ben gidiyorum
Güneş ülkelerinin malum yiğitleri
..
sana seslenecek birazdan
yüreğimin sabâ nidâları
sıva kollarını
titresin teninde su
vakt-i seher hazz'ında
bir duâ'nın
avuçlarında buluşalım
..
“ Ozan, Yazar, Sanatçı, Yiğit ve Güzellere “
Ne yazılsa Sivas ' a, bilirim asla yetmez,
Nurlar içinde yatsın, yöreyi her tanıtan.
Nice değerli Eser... Ki; bu dizeler bilmez,
Onca ezgiler iner, sökerken her şafaktan...
..
Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri -5-
Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri’nin önemli isimlerinden Cahit Külebi ve Atilla İlhan, I. Yeni (Garip) anlayışından farklı şiirler yazarlar. Cahit Külebi, heceye yakın usta bir nazımla yazdığı şiirlerinde açık, iyimser bir tablo çizer. Halk türkülerini andıran akıcı, çarpıcı şiirlerinde kafiye ve diğer ses uyumlarından yararlanır. Anadolu’yu anlatan samimi şiirler yazar.
Hisar şairleri gibi Anadolu’nun bağrında yetişmiş, Anadolu insanını yakından tanıyan Cahit Külebi, Anadolu’yu, Anadolu insanını şiirlerinde gerçek anlamıyla yansıtır. Onun şiirlerinde yalınlık sıradanlıktan uzak ve özgündür. Somutla soyut arasında lirik bir anlayışla şairane bir gezinti yapar.
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
..
Yüreğini yoklasam içinde kara dolu
Okudum ayıpladım beyhude yaz boşuna
Olgun olan tutar mı böylesi yanlış yolu
İçip sarhoş olmaktan alırsın haz boşuna
Felâketten tarafa mesafe kat edersin
Getirirsin murdarı aslana süt edersin
..
6 Vekil 5 düştü SİVAS’IN HALİ
Altı vekilimiz vardı
Göç yüzünden beşe düştü
Ekmek aramaktı derdi
Yokluk yine başa düştü
..
Ağlarsın arkamdan benim için sakladığın
Bir damla göz yaşın varsa farketmez ağlamasan da
Ben senin için ömür boyu ağlarım
Çünki ben tüm göz yaşlarımı sana sakladım
Farketmez ölsem de yaşasam da senden uzakta
Hüseyin Sivas
..
Kapladı önümü bir kara bulut
Aylar geçti hasret kaldım güneşe
Dedin ki:”Küçüğüm, sen beni unut”
Kalmadı gönlümde inan hiç neşe.
1990
Sivas
..
Soğuk bir Sivas sabahında
Düştüm yollarına hayatın
Azığımda yalnızlık
Dilimde dünden kalan
Anlamsız bir ayrılık türküsü
“Sürgünüyüm bu yerlerin elvedasızım
Ayrılığın ilk yarası avuçlarımda
..
Dinmez Gözümden Yaşım,
Madımak Hala Yanıyor Nasıl Unuturum 37 Can ı
Aşık Gül Abi de yazmış Uzun Uzun Ağıt ını,
Yanıyor Bağrım Unutamam Siz Can Dostum,
Dinledikçe Gülabi nin sözlerini,
Tutamıyorum Kendimi döküyorum Göz yaşımı,
..
Baskın vermiş Ermeni aman yok hiçbirinde,
Kurtulan dört çocuk en büyüğü onbirinde.
Onbirinde abla, üç er kardeş gerisinde,
Ramazan daha beş, bilemedin yedisinde.
Varmış Kars’a üç er bir ablanın terkisinde,
Budur o an kalan Hudoğlu’nun mazisinde…
Yol yenidir artık yaşam mücadelesinde,
..
şu sivasın çarşısında
kara sakal kara çarşaf
çağdaşlığın karşısında
kara sakal kara çarşaf
yobazlar taştı sokağa
özlem duyar orta çağa
..