Aşkın mühendisi güzel gönlümün
Ölçüp hesabını almadan oynar
Dağda kısrakları aşınca azgın
Dizginin boynuna salmadan oynar
Pazarlık sazının tellerin düzer
Padişah-ı aşka olalı nedim
Çilehane oldu mesken-i kadîm
Enelhak demedim Entelhak dedim
Melamet dalında astırdın beni
Eyledim dervişlik bir Huda dedim
Ocağımda tütmez oldu tütünüm
Söndü ateşlerim közüm kalmadı
Ay misali yarım oldu bütünüm
On dörde gelince sözüm kalmadı
Kış havası gibi bulanmadığım
Battal'ın hilale attığı bir ok
Ol ok Hazret-i İlyas'ın okudur
Azrail'in gelip attığı bir ok
Ya ecel ya mergad ya sin okudur
Dost demez deryaya ya dalma ya dal
Soyun gaflet libasını
Yu kalbinin kir pasını
Dilersen Tanrı'dan izzet
Oku sıdk ile Yasin'i
Bu sure sırr-ı Rahman'dır
Her harfinde olan nokta-i esrar
Zannetme ki taht-ı ba'da olamaz
Olması Leyla'nın Hakka irşadkar
Mecnun'a mahsustur yada olamaz
Kur'an'a İncil'e Zebur Tevrat'a
Olgunlaşmış bir bostan var
Şu kıraçta susuz nesiz
O bostanda bir ağaç var
Meyvesi yok dalsız nesiz
Bu bahçede yoktur duvar
Sahte bir cilveyle gülme yüzüme
Candan muhabbetin var değil bana
Gelip görünsen de kâhi gözüme
Derim aşkla gönlün yâr değil bana
Hatırımı hasta iken sormaya
Saki-i devranın meyhanesinde
Ne bir gün ne bade ne de can kalır
Mecazi şahların darphanesinde
Ne sikke ne tuğra ne de nam kalır
Muhkem kal'a yapmış şehr-i Vidin'e
Sakın dokunma destime
Kaza olur fincan düşer
Hançer çekersin kasdime
Gel eyleme bir kan düşer
Feryadım hep gün yarısı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!