Gönül ahvaline kıldım temaşa
Bir şahlar şahına bakıp eğlenir
Cemalini gören gözler kamaşa
Lutf-ı penahına bakıp eğlenir
Bu çarh-ı gaddarın düşen eline
Alakayı zat-ı Haktan kesmeli
Tecelli badesin içmeyen gönül
Sen de şaştın hangi yönden esmeli
İyiyi kötüyü seçmeyen gönül
Ne mümkün def etmek Hakkın kudretin
Muhabbet badesin bezm-i ezelden
Nuşeden saki-i ebrar elinden
Bir yâr bulup huyu suyu güzelden
Kurtarmış yakasın ağyar elinden
Bülbül hicabından güldür terleyen
Muhabbet meclisin Hazreti Allah
Şol medine havasına dönderir
Akşam ile sabah bir olur her gah
Dertlilerin devasına dönderir
Bir muhabbet meclisine münafık
Münafığın alametin söylevim
Muhabbet ehline buğz u kin tutar
Mümin diye münafığı neyleyim
Muhabbet içinde gizli din tutar
Münafık meclise gelir oturur
(Seyrani)
Müşkül bir muamma sırrı Hüda'nın
Kapı penceresi yok ki odanın
Türlü yoldan cana giren gıdanın
Canı senden sorsam sadası nerde
Müstemi' oldum hezaran vaizin takririne
Gayreti yok masivadan kalbinin tathirine
Cennet ile güldürür gahi tamuyla ağlatır
Nefsinin kürsiden inmezden düşer tedbirine
Ders-i aşkın neş'esinden hiç haberdar olmamış
Mutfak-ı aşkımın pilav zerdesin
Pişiren ateşi gözden korumuş
Hissiz eller zevkin yırtmış perdesin
Dökmüş hicap suyun yüzden korumuş
Ne mümkün yanmasa çiğler pişmeler
Örümceğin sıratından
Kendi geçer kimse geçmez
Ay güneşin suratından
Bir zerreyi yerip seçmez
Bir koyunu kurt yese de
Öyle bir şem-i cemale yandı kalb pervanesi
Benzemez hiç bir cemalin şem'inin müştakına
Yanmadan uslanmadı gitti dil-i divaneler
Ya neler var aşk ile yanmış tutuşmuş yaneler




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!