Bir kafeste kapalı kalmış kuş gibiydi
Ya da akvaryumdaki bir balıktı sanki
Hep etrafındakiler dev gibi görünüyordu
Düşündüğünden çok küçüktüler halbuki
Bir kuş gibi çırpınırdı koca eller uzandığında
Ya da en dibe kaçardı koca gözler baktığında
Ben tütün içerken Winston içen sevgililerim oldu.
Ben kıştım, onlar hep bahardı;
Ya da her Ankara yazı biraz da ayazdı.
Ben üşüdükçe onlar çiçek açtı,
Onlar çiçek açtığında kar oldum,
Üstlerine yağdım.
Ne işe yarar fatihayla dolu mezar taşları
Sırtını verip dinlenmekten başka
Bana en güzel dua sevdiklerimin gözyaşları
Ve yeter bana taşımda ruhuna el değmemiş yazsa
Bilirim ki en saf olan gözyaşı
Ve çıkarsız teslim olan ruhun varlığı
Dilimde kitapsız bir yemin
İnançsızca kendinden emin
Duygularımı artık öldürmeliyim
Vaktidir et parçasına dönüşmemin
Mutluluk soyutlaştı iyice
Bir gülücük süsleyebilirmiş meğer
Hep gözyaşlarına alışmış bir yüzü
Kalbin her şeye rağmen atarsa eğer
Budur mutluluğunun senedi, sözü
Ben her şeyimi kaybettim demek yalan
Senin bende görmediklerin
Gördüklerinden çok fazla
Kalbimi göremezsin ama
Hisseder misin bilemem
İçindekileri, hissettiklerimi
Hissettiklerim gördüklerinden çok daha fazla
Kahkahalar boğazımda düğümlenirken
Gözyaşlarıyla körleştirdim düğümümü
Hep dördüncü Muratlarla inatlaşırken
Hayallere tutunup göklerde süzüldüm
Dördüncü Muratlara inat
Dördüncü şişeyi zorladım
Benim bir sürü peygamberim var
Her bir insan birer peygamber
Her biri aynı yokluğu ispatlar
Böyle çokluğa inanmaya değer
Eskiye bakma boşuna
Herkes elçi olmuş buradayım der
Sapsarı bir bozkır üzerindeki gökyüzüydü gözlerin
Tek bir buluta muhtaç olmadan o bozkırı sen yeşerttin
Azraile bile meydan okurdu hep sözlerin
Milyonluk bir mezarlığı o sözlerle sen dirilttin
Şafağındaki kırmızıydı bayrağın
Yeter artık beyaz başlangıçlar
Karalanmış finalleri yaşamalı ruhum
Satırlarca anı ve yaşanmışlık
Sayfalarca hayat tatmalıyım artık
Bıktım bembeyaz sayfalara bağlı yaşamaktan
Karaladığım hayallere bağlanmaktan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!