Sen kahpe pusularda can verirken zamansız,
Sana kurşun sıkan it nerelerde ürüyor?
Gencecik kardeşine kıyan sefil, izansız,
Hangi hain emelin izlerini sürüyor?
Kimler oynatıyorsa şu kuklanın ipini?
Sesin silinmedi kulaklarımdan,
Hasretle bağrımı dağladım, babam.
İçimde yer eden mısralarında,
Şiirler okuyup ağladım babam.
Dünyayı ısıtan gözlerin vardı.
Ahh,Salih.
Dostumun dostu, Salih.
Sen neden bahsediyorsun?
O günler bize çoktan küstü Salih..
Ne iki film var bir arada.
TÜRK - JAPON VAKFI MARŞI
Özveriyle kurulan
Kültüre köprü olan
Çağdan çağa yol bulan,
Sen böyle ağlarsan ayrıldık diye,
Ben gurbet ellere sığamam gülüm.
İstemem dolmasın güzel gözlerin,
Bir damla yaşına kıyamam gülüm.
Gölgen düşer göle, akşam çökerken,
Gözümün önünde hep güzel yüzün.
Kor ateşler beni dağlıyor, Ayten.
Eşinin üstünde sarı bir hüzün,
Bizi her görüşte ağlıyor, Ayten.
Buralar hep aynı dersem inanma.
Al götür yüreğimi aşkın olduğu yere.
Varsın sevda çölünde sonsuza kadar yansın.
Ben sana tövbeliyken kim bilir kaç bin kere,
Gözündeki yaşlara gönlüm nasıl inansın?
Yalancı baharlara kaçıncı aldanışım.
Adını kalbimden silmeye kalksam,
Şu divane gönül hemen küsüyor.
Hani o ölümsüz sevdamız var ya,
Bir baktım yerinde yeller esiyor.
Öyle bir seldi o, bir deli taşkın.
Ağlama ardımdan şimdi yar diye,
Sensiz cihân alem bana dar diye,
Bir koz getirdin de bir gün hediye,
Söyle, dudak büküp almam mı dedim....
Sevda bahçesinden çiçek derdin de,
--
ANNE FRANK’ın HATIRA DEFTERİ
Anne Frank yahudi asıllı bir alman tüccarının kızıydı. Frank ailesi Almanya’da yahudilere karşı baskı hareketleri başlayınca 1933 de vatanlarını terk ederek Hollanda’nın Amsterdam şehrine sığındılar.
Saklandıkları dehlizden dışarı çıkamayan Frank’ların yiyeceklerini ölüm korkusunu kabus gibi üzerinde hisseden yakın dostları taşıyor, onların savaş sonuna kadar orada saklanarak bu katliamdan kurtulmalarını sağlamaya çalışıyordu.O sırada Anne 13 yaşındaydı ve günlük tutmaya başladı.Kapalı kalmış bir genç kızın tuttuğu bu günlük savaşın korkunç yüzünü bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor, kadın çocuk yaşlı genç insanların dramından, çektikleri eziyetten,korkularından umutsuzluklarından, aynı evde saklanan bir diğer ailenin fertlerinden de söz ediyordu.
'KAZARA BİR SAPAN TAŞI BİR ALTIN KASEYE DEĞSE,
NE TAŞIN KIYMETİ ARTAR, NE KIYMETTEN DÜŞER KASE.'
Zamana hükmeden bu söz, hür vicdanın sesi olmuş,
Sözün cevherine eren, erdemin sırrını bulmuş.
Dost kalbi ki, anlayana incecik sırça saraymış,
Onarması mümkün değil, oysa ...
Sayın Sevin Atan bu antolojideki şiirlerinizden birine bir mesaj yazdım. Sarızeybek dergisinde ikincilik kazanan şiirinizi Aydın Kültür ve Turizm Müdürlüğünün dergisi olan AYDIN dergisinde yayınlayacağız. Lakin posta adresiniz yok. Adresinizi taraıma mail çekerseniz, dergiyi size ulaştıracağım. Sayg ...