Düşlerimi sırtıma vurup
gezgin olmak istedim.
O kadar çoktu ki düşlerim
belim iki büklüm oldu.
Yerlerde sürünmeye başladım.
Dedim ki ozaman kendime
Her mesleğin kendine göre çöpü var,
Kiminin çöpü şaç
kiminin taş,
kimininki bez parçaları
kiminin un,
kimininyün,
Bu gün
susma
hakkımı
kullanıyorum.
sana ilişkin
ne varsa..
Gazetedeki bulmacayı çözmek için,
uğraştılar,uğraştılar...
üstteki makaleyi hiçbirisi okumamıştı.
Oysa bazen bulmacalardaki soruların
saçmalığından sözediyordu...
Elime kalemi her alışımda
..........bir buruk olur içim..
Sözcükler seni anlatır da
...............anlatır.
Gözlerimden damla damla
süzülürken gözyaşım,
şiirim bitmeyecek
hep yarım kalacak
dil söze
söz yüreğe
yürek seviye
yetmeyecek...
Bir Cuma'da bizi sinir etme
efendi ol be...
Bir defa da sıranı bekle
.................dallama gibi...
Polikliniğe dalma.
Bak o kadar da amca dedik!
Sen hiç insanların hatrını sordun mu?
ama öyle basma kalıp sözlerle değil...
ta benliğine girerek,onun çektiği sıkıntıları
acıları hissederek
ona iğne yaparken,canını acıtırken bile
sana teşekkür edebilmesini sağlayabildin mi?
Simli Resim
dallarına acıları astığım ömrümün
şarkı söyleyen baharında,
mor bulutların ağlaştığı
EBRU’YA AĞIT
bütün zamanlarda anılmak için
şimdiki zamandan vazgeçtin gülüm
nice densize,hırsıza,arsıza..
teğet geçti…
Kıvranıp duruyor ölümünü isyan eder gibi.
Beden acıları yürek acılarından üstün olduğunu anlıyor.
Ölümü Öylesine sabırlı, öylesine soğukkanlı bekliyorki
Oda ne balıkcı balığı yine engin sulara bırakır
Taki bir başka oltaya takılıncaya kadar özgür..muhsin yener