AŞK SÜRGÜNÜ
bir kasaba
kasabada bir mahalle
mahallede bir ev
evde bir oda
ne zaman iki tek atsam
beynimde bir elma kurdu
hani en bilinmezime saklamıştımya seni...
bilincimin giziline...bulup çıkartıyor seni.
sanki öpüştüğümüz dün gibi...
uzaklara bakışın
KANADI
kanadı…
bir bebek dünyaya gözlerini açtı
kanadı…
bir kız çocuğu ürktü
Yerkesik küçük kasabam
neyi varki anlatacak dediğim
beni büyüttün besledin
yetmez mi?
dolaşıp geldim yurdumun farklı yerlerini
Iraz Ninem Zehir Zemberek
Oğlum Irmızan telefonu açıver gari...
sesli konuşma demode oldu, görüntülüye geçiver gari...
bakıyorum da....görüntün epeyce değişmiş
pala bıyıkların, badem... ense traşın kalın,görüntün fan fini fon...
iyi ki doğmuşum
olmayan pastamın mumlarını
söndürüyorum şimdi
olmayan bir kadehten kan kırmızı
şarap içiyorum
şerefine ey yaşam
kadın
sosyalistçe
sevilip
faşistçe
sömürülendir........
..............................
göçmen kuşlar gibi biçimlenebilsek
kanatların esintisinden ne fırtınalar
..................tutarız
buluşsak iki elin sıcaklığında
birlik olsak,kırmasak zincirleri
herbirimiz bir halka olsa ne setleri
ARADA BİR YERDE
sen Sevgi
tarihin derinliklerinden gelen Safo değilsin
kimse seni şiirinle anımsamayacak
ne de kimsenin giydiğin kara gelinlikten haberi olacak
Kıvranıp duruyor ölümünü isyan eder gibi.
Beden acıları yürek acılarından üstün olduğunu anlıyor.
Ölümü Öylesine sabırlı, öylesine soğukkanlı bekliyorki
Oda ne balıkcı balığı yine engin sulara bırakır
Taki bir başka oltaya takılıncaya kadar özgür..muhsin yener