Sevgili Asman! Şiiri - Harun Arap

Harun Arap
8

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sevgili Asman!

Beynimin sol tarafını zehirli akreplerle geçiriyorum son zamanlarda, acımtırak göz yaşlarım hemzemin geçitlerinde yıkılan nemli mahpus duvarların sırtını tırmalamakta, genzimi saran sokak köpeklerin kokularını hıçkıran kargalarla azat ettim, azat ettim köpeklerimi, beynimin nemli kentini nergis renklerine boyayan rutubetli sesler düğümlenirken avuçlarımda akıp gelen terli kanımı içiyorum... La hevla ve la kuvetti...
Karanlığın rahminde telaşıma yarasalar eşlik ederken önüme çıkan cüsseli cesetler yoluma dizilen uğursuz kedilerin ciğerlerini parçalıyor, kadın şehveti tenimi lime lime dikerken kaldırım taşlarına su döküp içiyorum, bozguna sürgün edildim, sakalım kirden kararmış, tatlı rüyalarımı kediler istila etmiş, zulmün nemli coğrafyasında kendimi çamurun memelerindeki süte vurdum, ışıksız beş yıldızlı kuytulukların çocukları iflahım olmaz, parlak şehirde parmağını emen korkunun üşüdüğü geceyim ben... Tebbet ye da ebi lehebim ve teb!
Çıplaklığım üzerine doğru esen isli cehennem, dinle ve kork gözlerimde büyüyen hücrelerde, acıdan ve çığlıktan, ve merhamet dile annenin göğsünden içtiğin kutsal adaletten, merhamet dile uykunda panzehiri dolaşan damarlardan, ben yokken sana eşlik edecek olan merhamet askerleri takılacak peşime, hadi takılın peşimdeki cümlelerin cehennemine...
Ayak bileklerime dolan hırçın nil nehri kumsallarını adımlıyorum soğuk ve ıslak, tanır beni din aşikarları, sentetik terli kadınlar, tedirginliğe hesap vermek zorunda kalan şeytanlar, kibir sahibi filozoflar, hadi takılın peşime söz büyükleri... Zamanın uzun sözcükleri benim, ruhumun salyalı köpekleri takılın peşime, köhne Kadıköy sokakları...
Güneşin doğmadığı ceketimin astarında gizliyorum seni asmanım, delikanlı el öpmez hırçın bir devrimciyim ben, seni anlatamadığım sözcüklerimi intihara sürüklüyorum şimdi, isabetsiz nutukların tanrılarına kurban ediyorum cümlelerimi, yüreğin kentine mesafe koyan şiirlerin diliyle konuşmamaya yeminliyken, suretim sırlı cümlelerde şüpheli, dilim sesine koşar...
Yazdıklarımın kahrına süsler adasam da yakası kirli bir gömlektir üzerimdeki, yıkasan da çıkmaz, yeni bir günde yeni bir dünyada özlediğim televizyon dizlilerinde seni görme düşüyle devşiriyorum gül bahçemi, mum ışığı yetecek oysa sözcüklerin yetmediği yerde, ben bu engin kıvranışta gözlerinin değdiği köşeciklerde ellerin gölgesiyle göçüp gitmeye razıyken, saçlarının kıvrımlarında ufalanan dünyanın çölüne benzetirim gecelerimi...
Biliyorum bu kent azat ettiğim köpeklerimin nefesiyle kokacak yine, ve gecenin sırlı mahremiyetine bir de asmanın sesi değince köpeklerim burunlarından soluyacak, sus asman, hiçbir şey söyleme, seni şairlerin yiğit sözcüklerine terk edemem...
İşte böyle, işte böyle, beynimin sol tarafını kemiren akreplerle geçiyor günlerim, tren yoluna uzanmış bir karıncanın sümüğü akmış, ben sokaktayım, kaldırım taşlarına döktüğüm kirli suyu içiyorum, benim güzel zindanım, sokaklarım, uzun uzun kemiriyorum sokaktaki direnişleri, acılarımın teorisini yazmak tek derdim, bu gece sabaha kadar yürümekti aramızdaki en büyük sır, dönüp kalbimi en karanlık sokaktaki kedilere fırlatmak, yüzümün esrarengiz celladını bulduğum anda sürüngen ağlayışlarla en karanlık sokakta sabaha dek sürgün yaşamaktı tek derdim!
Tek derdim yokluğun çıldırtan kompartımanlarında çılgınca beynimde delikler açmaktı, oysa parmaklarım beni dinlemiyor hala, tek derdim parmaklarıma hüküm geçirmekti... Ve hala biliyorum köpeklerim burunlarından soluyorlar, kedilerin boyunlarında asılı cüsseli cesetler var...
Ve hala tek derdim kulaklarımdaki asmanın kanlı küpelerine söz geçirmek!

Hiçbir Şeyin...
Harun Arap...

Harun Arap
Kayıt Tarihi : 29.3.2005 11:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Harun Arap