Sonbahar aşk gibidir gelir kurutur dalları.
Benim aşkım ilkinedir şen şakraktır yeşildir
Bırak sonbaharı, döksün tüm yaprakları.
Ben kıyamam dökeceğim tek şey içimdir.
Kimisine göre büyük yalnızlıktır sonbahar
Yürüyorum , kekik kokularıyla dolu her yer buram buram
İçimi kızdıran bir şeyler var yine feryat figan
Ucu bucağı yok gibi sanki, sanki bir meçhuldeyim
Önümde ayak izleri yok, sanırım en öndeyim
Issızlaşıp git gide çoğalırken karanlık, daralıyor nefesim
Issız bir kimsesizliğe sarılmış haldeyim
Sessiz aynı zamanda tıpkı bir virane gibi
Adımlarımı yalnız atıyorum sersefil, bitkin
Yolum belli değil gitmekteyim, çaresiz
Dilerim gelmemişsindir karlar ülkesinden
Bir yalandır tutturmuş, yetmiyormuş hiç aklı
Çalışırken beşiz de neden yerken altı
Açalım ışıkları, kimler haksız kim haklı
Şikayetim elzemdir fakat gönülde saklı
Doğup dünya derdine, bana köşk sanmışım
Minicik bir umut bağlamıştım o gece biterken
Yıldızlara elimi uzatıp sakin sakin ismini hecelerken
Bir bilinmezdeyim, bilemediğim için henüz erken
Peki ya düşünebilmek; ne mümkün sen varken
Ellerin diyorum, evet ellerin neden bu kadar yeğni
Seninle tek damlada ıslanmak değil
Yağmurlarda yaşlanmak istiyorum
Sırma saçlarının albenisinde kaybolmak ;
Gözlerinin kahvesinden bir yudum almak istiyorum
Ucu sana çıkmayan yollarda değil yüreğim, kalsın
Yoruldum;
Gafilce avlandım aklımdan, delirdim iyice
Yürekliliğimden, söz geçiremedim yüreğime
Göz gözden geçti, kalbe baktı sevince
Kalbinin öfkesinden, kırgın düştüm yoruldum
Bırak yıllar eskisin duygular hep tazedir
Benim meskenim sensin eller hep viranedir
Bakarken incitmekten, inan korkar gözlerim
Göz yaşının düştüğü an kazılır mezar yerim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!