Gamzelerin, esaretine hapsetmiş gözlerimi
Pıhtılaşan yaram, tekrar nüksetmiş sayende
Güzelliğin, dillere destan ona ne kelime
Senin adın geçince olur mısralar berceste
Bir mektup yazdım gözümden dökülenlerle
Bir sabah ulaşır eline okursun özlemle
Sabahına kar yağmış satırların tenine
Şimdi öğlen geçti özlem kaldı elimde
Engin dağlarında erimiş kar olsam
Beslesem toprağını, fidanını, tohumunu
Gönlümde duraksız yanan har olsan
Alsan bendeki hırçın soğukluğunu
Mevsimde çiçekli bahar olsan
Esrarengiz bir koku tütüyor burnumda
Etrafta yemyeşil çam ağaçları
Boyuyorlar yeşile, göğün göremediğim kısımlarını
Naif bir tını kulaklarımda huzurun sesi
Türküler çalınıyor, sanki egede bir gelin uğurlama
Gözlerimle hissediyorum demliğin kaynayışını
Öyle bir sevelim ki candan, canandan
Bülbülün sesi kısılsın,güller dökülsün dalından
Ne Kerem ne Aslı kalmasın şanından
Öyle sev ki hasret rüzgarları esmesin solumdan
Öyle bir sevelim ki, sanki bir ilah aşkıyla
Asıldım kapaklarına düşemem gözünden
Şimdi çıkar at beni diyorsun gönülden
Senle yazılan aşk silinir mi ömürden
Yarınlarım olacakken kaybetmişim dünden
Dilimize değil kalbimize yapılsın mühürler
Yok senden başka bir diyarım gidemem
Kalbin hala atıyorken başkasını sevemem
Bırak seni sana bırakıp uzaklara gitmeyi
Nefesini hissetmeden rahat edemem
Toplarım yazın gülüşünde açan papatyaları
Dinginliğin elzemdir, kasvete olmuşsun meftun
Baksana gitmiş yüzünden paklığın, nurun
Bir fesleğen olsun başucunda, buram buram koksun
Koklayıp uyu geceleri, sönsün içindeki dilhun
Keşke kısalsa mesafeler
Uzaklara her daldığımda
Adım adım varabilsem sana
Dayansa ruhum kapına
Uzun uzun ziline bassa
Neden dalıp gittiğimi soruyorsun,
Uzun uzun
Kızıyorsun kanımca,
Neler geçiyor aklından ?
Can dediğin insanım,
Şüphen mi var canından ?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!