Mavi Buz
Lalenin kalbi inler,
gizler üzgün tebessümlerimi.
Bahar yağmurunun fırtınaya tutkusu
dilimde açar,
Mavi Güneşim
Ellerinde güneş var
Bir sabah aydınlat yüzümü
Sevda bahçesinde
Zemheri ayazında kalmış saçlarım
Mavi Lotus
Atlantis’in yıkıntılarından filizlenen, Mavi Lotus;
küller değil, eski denizlerin hafızasından doğdun.
Zamanın tozunda değil, sonsuzluğun nefesinde açtın.
Gözlerinde maviyle sarının mistik dansı,
MELEZ GÜLÜŞ
Melez bir gülüştü yanakta,
Bir sahte tebessüm —
Bir garip boşluk var gözlerimde,
Umut, kurumuş bir ağaç:
Mezopotamya’da Umut
Her kalem, tutanın acısını taşır,
her harf bir yara izi gibi sızar sayfada.
Romanlar, içinde şiir gizleyen yorgun dağlardır;
her cümlede bir halkın nefesi,
Minnetsiz akşamlar
Kimleri yaktım ben yürekte?
önce maziden yalanları,
sonra yalancıları…
kaktüsleri dikenleriyle attım ateşe,
Mor Menekşe
Yabani otlar boğmak ister beni;
her yanım sarı papatya dolu.
Bir toprak incitmez beni,
mor menekşeyim ben.
Ne İdim, Ne Oldum
Kutsal topraktan geldim, taş oldum.
Ateşin kucağında eridim, balçık oldum.
Sazda bir tel idim, mızrapla titredim...
Bir bahar gülüşüyken,
Nergiz ve Duman
2 Temmuz 1993 – Madımak’ta yitip giden 33 cana
Yer, duvar, cam — kan
İçinde bir can
Yanı başında ezan, diğer yanda çan
Neydi aşk
Bir ateş miydi,
Kış sabahının buzunu çözen,
Ya da soğuk bir rüzgârın yürekte bıraktığı iz mi?
Mutluluk mu, acı mı,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!