Alnımda bozgun getirdim uzaktan.
Kaçamam onun kurduğu tuzaktan.
Ömrümü kesip doğrayan bıçaktan
Kime ve nasıl şikâyet edeyim?
Ruhuma vurdu paslı bir kelepçe.
Sonsuzluk kilidini açan çilingir,
Bulaşmasın sana ne günah ne de kir.
Bulutlara rağmen güneş gibi parla,
Seninle kavuşalım dosta ey şiir.
Mısralarında gülşene döner çöller.
Gölgeler gölgeler ah gölgeler...
Işığın inadına gölgeler.
Küçülen insanlara karşılık
Maalesef büyüyen gölgeler.
Gölgeler gölgeler ah gölgeler...
Güz mevsimimde çıktın karşıma,
Bir sevda imiş geldi başıma.
Pişman değilim, gönlüm coşuyor;
Bakma sen feryat ve gözyaşıma.
Kimsenin duramayacağı yerde duruyorum.
Omuzumda kutsal yüküm;
Çare bende, bende çözüm.
Özverimden gelir gücüm.
Çünkü ben bir öğretmenim!
Öğretmenim! Ah, aziz öğretmenim!
Bozuyoruz her güzel şeyi;
Cürüm cezasız kalır mı hiç?
Artık ummayın düzelmeyi;
Yıkarken îmar mümkün mü hiç?
Çok geç taktık göze gözlüğü.
İstiyoruz inan seni hepimiz,
Gel de ışık ver bu fersiz gözlere.
Nicedir sevgiden yoksun kalbimiz,
Bahçenden bir demet gül der bizlere.
Yeryüzünden kaldır kara perdeyi,
Sormayın, anlatamam derdimi kimseye.
Hikâyem tâ başından döndü bilmeceye.
Ümidim yoktur ama asla vazgeçemem;
Nokta konulur mu hiç bitmemiş cümleye?
Fayda etmez başımı vursam sağa sola.
Yolum düştü bir cennete
Geziyorken arkadaşlar
Katlanırım her zahmete
Görmek için onu tekrar
Bağlarında üzüm biter
Sana dair sırrımı söyleyemem asla sana.
Kalmam günah, dönmem ise imkânsız anlasana.
Çaresizlikten çırpınmak en münasip cezadır,
Bile bile çıkmaz sokağa giren bir insana.
Neden düştüm bu açmaza ah! Bu nasıl imtihan?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!