İçin irfan dolu sırlı bir sandık.
Bizse kıymetini çok geç anladık.
İlminle herkesi aydınlat artık,
Işığına teslim olsun karanlık.
Hizmet dedin varlığını adadın.
Niçin çatık kaşlısın canım, niçin gözü yaşlısın?
Oysa muştu var senin için, inan ki çok şanslısın.
Misafirsen, buraya canım sakın gönül bağlama.
Sana ait olmayan şeye tutulup da ağlama.
Hükme rıza göster de canım bu kısacık rüyada;
Bazen duygularla yoğunlaşır gece;
Titrer hücrelerin, gözpınarın coşar.
Sarar benliğini sanki bir bilmece,
Kalbin ötelerden cevabını sorar.
Boynunu büker ve beklerken sessizce,
Şahit olsun zaman
Bir gün gideceğim inan
Yakın sandığın uzaklara
Gururumun ayak izlerini takip edeceğim
Belki özlemle kavrulacağım bir yandan
Herkesin dileği, mutlu, sonsuz bir bahar.
Kelebekler, güvercinler, zeytin dalları...
Sıcak bir güneş ve güler yüzlü insanlar...
Fakat çakıyor şimşek, çalıyor tamtamlar.
Bahçelerde gül yerine top mermileri.
Soyundum aşka bu kitabı yazdım.
İlk sayfasını fakat boş bıraktım.
İsterdim güzel mısralar söylemek,
Katıymış kalbim çaresiz kaldım.
Derindir yaram bir derman ararım.
Fethi insanlığa ümit olmuştu.
Her güzellik İstanbul’a dolmuştu.
Boğaz’da çiçeklenirken o muştu
Medeniyet yitiğini bulmuştu.
Ne güneşler doğdu eşsiz inciden,
Çökmüştü yurduma kara bulutlar;
Kirli, vahşî, fakat hak edilmemiş.
Üşüştü Boğaz’a koca zırhlılar;
Pervasız, belli ki hiç yenilmemiş.
Zulüm tütüyordu bacalarından,
GÜVEN
Günün kararsa da cesur ol korkma.
Paniğe kapılıp kendini yakma.
Mutluluk getirir sancılar bazen,
Olup bitenlerin dışına bakma.
Vazgeçerim, inan bana.
Kesin kararlıyım anlasana.
Razıyım gözlerimin yaşına.
Yeter, eğilemem artık sana.
Vazgeçerim sana dair anılardan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!