Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı(Türkoloji) ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünden mezun oldum. Anadolu'nun değişik illerinde öğretmenlik yaptım.Şu an Ankara'da Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapmaktayım.
Onun için taş yürekli derlerdi
Kardeşi ölmüş ağlamamış babası ölmüş ağlamamış
Ne gözlerine kızıllık çökmüş ne de duman
Karadeniz’in dumanlı tepelerine saklamış gözlerini
Çoruh gibi sert akarmış Laz uşağı
Erkekler ağlamazmış ya o mesele!
Alışamadım bu şehre seni çok özledim anne
Kokunu çiçeklerde sıcaklığını Güneş’te aradım ama
Güneş, soğuğu değil karanlığı boğuyor bu şehirde
Eylülde kar yağıyor üzerime üşüyorum anne
Çiçekler karla boğuşuyor,çiçek kokmuyor bu şehir anne
12 Eylül ve kar, kefen gibi sarmış sarmalamış her yeri
Biri var
Nerde bilmiyorum
Ama bana benden yakın
Boş bomboş bir şey
Sürüklemekte gemimi
Kaptan çaresiz
Hani kasımda gelirim demiştin ya
Kasımı iple çekti yüreğim, duramadı evde
Çok sevdiğin karanfillerle karşılamak istedi
Erkenden geldi, karanfiller dikti limana
Kasım geldi soldu deniz ama solmadı karanfiller
Kasım geldi burcu burcu karanfil koktu her yer
Göz yaşlarımın ağırlığı çöktü
Kızıla döndü gökyüzü
Hazân geldi
Göz yaşlarım mey oldu
Düştü toprağa
Toprak sarhoş ben sarhoş
İnsan, bir serap kadar yalan ve kısa
Aldanır, nefes alır, yürür ve ölür
Zaman ve mekân hükmeder insana
Oysa aşk özgürlüktür, ölümsüzlüktür
Aşkı bulunca özgür olur ölümsüz olur insan
Zeliha’ya,
(İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi)
Sözlerimi tükettiğim an çaldım kapını
Oysa konuşacak çok şey vardı
Ellerim boştu şiirlerim yitik
Ben seni Türkiye gibi sevdim ey sevgili!
Toprakla türkü yakan sevda ile destan yazan dillerini,
Yalın ayaklar ile kışa meydan okuyan cesaretini sevdim.
Elinde mendil başında yemeniyle zılgıt çeken dillerini,
Çanakkale’de düğün kurup halay tutan ellerini sevdim.
Yolculuk vakti gelmişti
Yorgundu
Yapraklar sararmış
Ayazlar başlamıştı
Etrafında esen soğuk rüzgârlar
Artık üşütmüyordu onu
Güneş nazlanınca düşmüş Yûsuf’un gönlü karlı dağlara
Yûsuf aşk ile bakınca eritmiş karları, aşmış yüce dağları
Ne saçlarına kar düşmüş ne ayaklarına yel değmiş
Yûsuf aşk ile bakınca çirkin güzel olmuş çile muhabbet
Güneş’ten bir damla olmuş düşmüş Yâkûb’un gönlüne
Gül bahçesinden bir damla olmuş düşmüş kardeşlerinin gönlüne
Serdar Bilgin
Serdar Bilgin