Tevellüt yetmiş yedi,şafak vakti doğmuşum.
Ezan ile yoğrulmuş,Bismillah sözüm benim.
Vatanıma bağlandım,bağrımdaki aşk ile,
Hilâline vuruldum,Bayrağım özüm benim.
Aslım Türkmen,Türk benim! Bilin Oğuzun boyu.
Nasıl anlatayım Kütahya’m seni.
Emsali bulunmaz diyar gibisin.
Hisardan bakınca, güler cemalin.
Cennetten bir koku yayar gibisin.
Gönlüme taht kurdu güzel nazarın.
Aşkıyla güller açar, yayılır hoş kokusu.
Yüreklere kurulur, nur yüzlü Peygamberim.
Yıldızlar sana döner, güneş bakıp tenine.
Cemaline vurulur, nur yüzlü Peygamberim.
Melekler Kürs-î Arş’ ta, senin için bekledi.
Kerpiçten evleri, kireç boyalı.
Yazması boncuklu, şalı oyalı.
Yârimin sesini duydum duyalı.
Yüreğim titrerde dilim lal olur.
Nideyim sevdiğim böyle hal olur.
Kutsal bildik madeni, emek verdik okuduk.
Hep dik durur başımız, madenci derler bize.
Öyle gururlu meslek, korku nedir bilmeyiz.
Helâl yenir aşımız, madenci derler bize
Manyezit, bor, kalsedon, mermer, agat, hematit.
Niyet ile başlar bu aşkta akit.
Edeptir sessizce huzura varmak.
Ayrılık ölümse bitmiştir vakit.
Marifet imanla, toprağı sarmak.
Tekbirle açılır gönül perdesi.
Ömrüm geldi geçiyor hoyrat eller bağrında.
Bir gün dönersin diye kandırdın beni gurbet.
Sinemdeki sızıyla hasret koydun yurduma.
Yarama tuz basarak yandırdın beni gurbet.
Felek yetim bıraktı kader beni beledi.
Top sakallı sapı bozuk.
Dombay tersi çapı bozuk.
İnsan değil yapı bozuk.
Herkes bilsin bu haini.
Kısa donlu öyle salak.
Gönül zindanımda tutsaktır ismin.
Dilimde yasaklı sırsın sevdiğim.
Sevdayı gönlüme sararken cismin,
Besmele çekerek örsün sevdiğim.
Yokluğun kelâmı, çektirince ah.
Yeşiline vuruldum,gönlümdeki aşk ile.
Gurbetlik çekilmez dert,içimde bitmez çile.
Bülbül olup şakısam,ahrazın gelir dile.
Yüreğimin parçası,göz nurum Özbağ’ında.
Yokluğunla yanarım,gençliğimin çağında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!