Üstünde kırmızı çiçekli fistan,etekleri sallanır
Uzun olur kuşağı,arkadan kelebek bağlanır
Yürür mü,seker mi bilemez sin,sanki uçar
Hayalinde demet demet yemlik,elinde çiçek
Yürüyor tarla sınırından,sek sek oynayarak
Ben bir limanım
Denizde kıyılarım sonsuz
Gönlüm engin bir deniz
Dünyanın en güzel yatları demirler bende
Benim yüreğim çok büyük
Çok özledim..
Gel köyümüze dönelim
Kapımızda köpeğimiz
Ocakta yansın ateşimiz
Uzatalım ellerimizi ısınalım
Honça üstünde demlikler
Çıktım sokaklara
Başıboş amaçsız
Durdum
yaslandım soğuk duvarlara
Kaldırdım başımı gökyüzüne
Bana güğüm güğüm Munzur suyunu getir
Yüreğime dert olan yılan gibi kıvrılan yolları getir
Kutu Deresi Kirik Kahvesi'nde bir bardak çay getir
Getir kardeş Tunceliden sevdayı özlemi ve hasreti getir
Düzgün Baba Dağı'ndan yüzümü serinleten yeli getir
Ah gece yarısı sanki savaştayız
Şu gök gürlemesi şimşek çakması yok mu
Birde katran karası bulutların yere inmesi
Yıldırımın denizi yalaması korkunçtu anne
Ortalık çılgın bir savaş alanı gibi
Bir kadın gördüm adı Kostantinopolis
İnsanı mest eden bembeyaz inci dişleri
Sanki Büyükada,Kınalıada ya da Heybeli
Geceyarısı gerdanda sanki ışıltılı gökyüzü
Atatürk Köprüsü'nde durdum karşımda cennet
Bir zamanlar bende çok mutlu ve mesuttum
Yüreğim kıpır kıpır kalbime sevda yüklüydü
Akşam güneşi batarken Akdeniz ufuklarında
Duygular mahşer gibi ayaklanırdı arkasında
*
Allahım bürünmüş kızıllara deniz ve dağlar
Mevsiminde çağlar hırçın nehirler hasretine
Bentleri yıkar çılgın akan seller ırmakların
İki yakasında sarhoş sevdaları döverken
Vurgun yemiş hayalleri yolcudur bu mevsimde
*
Su kayarken taştan taşa damla düşer toprağa
Yuh artık
Çağdaş yaşamdan korkup karanlığı övene
Yuh artık
Gözlerini çağdaşlığa kapayıp kuma gömene
Yuh artık
Devletin başında olan ve sadece seyirci dümene
Merhaba yıllardan sonra kavuşmak muhteşem!
Sevgili sayfa arkadaşları bu sayfama giremiyorum,bana mesaj yazar mısınız?