Mutluluğu tanımıyoruz düşte kuramıyoruz
Tutkuların öldüğü umutların söndüğü
Suların yandığı gözlerin kaydığı
Firavunların uyandığı tuhaf zamanlardayız
Ecel gelip çatınca mı günahlarımız son bulunca mı?
Ve bir gün iyi insan olmaktan bile nefret edersin
Ya aşık olursun ya nefret edersin
Ben sende bunun her ikisinde başardım
Gülüşlerimi çalanlar dilerim
Her daim ağlamaya mahkum kalsın
Tan yeri ağarıyor sensizim yine
İç çektim ayazın derinliğine
Serçeler konmuyor muhabbetler yitik
Cennet köşkümde kimsesiz kaldım
Feryat ederim karanlıklarıma
Ne kadar az içindeyiz sınırlı hayatımızın
Limitli zihinlerle anlamsızca savaşarak
Debelenmek sürekli planlar yapmak niye
Bu bir seçim yapmak değil de söyleyin ne
Ne kadarını tanıyoruz kendimizin ruhunu
Daha loş arzuların peşinden,
Garipçe meçhullere daldık
Binlerce duanın ardından,
Yüz binlerce beddua aldık
Üzerimize çullanan laneti,
Başını dik tut gez göğsünü gere, gere
Benden yana hakkın helal seve , seve
Uyuyorum bir daha uyanmamak üzere
Müebbet yemiş kalbim kuş gibi kafeste
Ölsem ölemiyorum ,sevsem sevemiyorum
Hangisini anlatayım bilemedim ki
Nasıl olsa geri döner diyemedim ki
Senden önce hiç kimseyi sevemedim ki
Yarınım sensiz olmasın ölümsüz aşkım
Peşini bırakmayacağım hayatın
Paşa paşa yaşamasam da
Bunu yapmak zorundayım
Aynı sahneyi defalarca yaşadım
Gücüm yoktu gerçekleri kabul etmeye
Yok olmuyor böyle pes etmeliyiz
Sen orada mutsuz ben burada mutsuz
Anlamsızdı yalın kavgalarımız
Nedir inadına bu ayrı kalmalarımız
Sevmeyi mi bilmedik biz
Yoksa sevdamızdan mı vaz geçtik
Burun kıvırdığınız öğütlerimi
Şerefli mükafatlarımı dinlemek için
Fidyemi istersiniz nedir derdiniz?
Malum zatlar çıkın er meydanına
Hani hep haklısınız ya nerede bu suçlular ?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!