Kaç kez yağdı yağmurlar
Kaç kez geçti mevsimler
Unuturuz sandık, geç anladık
Kalpte yanan ateş sönmezmiş
Bizim de çaldı kulağımızda
Kapatma gönül pencereni
Uçarak kuş misali
Ansızın gelirim bir gece yarısı
Özledim senin muhabbetini
İzninle oturayım dizlerinin dibine…
Sökme gönül bahçendeki gülleri
Kapattım gözlerimi karanlığa
Açtım ellerimi sonsuz boşluğa
Gönlümde sen dilimde dua
Geleceğim en sonunda yanına
Kimi zaman coştum çağladım
Bakıyorum
Saçların mı? kara
Gözlerin mi? kara
Bahtım mı? kara
Hoyrat dolanıyor dilime
Kara gözler kara gözler
Karanlıklar içinde buldum kendimi
Anlatamıyorum gecemi, mezarmı, kuyumu
Ne dostun sesi var, ne sevgilinin eli
Anladım tek başıma yalnız olduğumu
Ne sesimi duyan var, ne halimi bilen
Karanlıklarda
Islık çalasım var
Korkarmışçasına
Kapınızın önüne
Gelesim var
Koşarmışçasına
Karşıma gelince kaçırıyorsun ya gözlerini
O an bilmek isterdim içindeki düşüncelerini
Görmek mi istemiyorsun çirkin düşüncelerimi
Cesaretin mi yok görmeye sana gülen gözlerimi
Aslında çok şey var sana söylenecek içimde
Öyle bir yerdeyim ki susuyorum sözün bittiği
Kelebeğin kanatları
Dokunursa benden habersiz
Yanaklarına ve incitirse seni
Hisseder; üzülürüm…
Çiçekler kokularını alırsa
Senden, benden habersiz
Kendimden fazla tanırım seni
Bilirim duygularını düşüncelerini
Baskıya girmemiş yeni kitap gibi
Gizliden satır satır okurum seni…
Bilirim suskunluğunun anlamını
Bilirim mahcup konuşmalarını
Kendim mi seçtim bu hayatı
Belki de seçimlerim yanlıştı
Sen yanlış değildin ama
Zaman eski, zaman yanlıştı…
Duygularımın içinde yaşıyorsun
Gel gör ki ellerim sensiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!