HER AYRILIK ÖLÜM GİBİ DİYORUZ YA
İKİ GÜN AĞLIYORUZ ÜÇ GÜN AĞLIYORUZ
VE NİHAYETİNDE HAYAT DEVAM EDİYOR SONRA GÜLÜYORUZ
BİZ AĞLADIĞIMIZLA KALIYORUZ ASLINDA
ONA DA ALIŞIYORUZ ZAMANLA...
Doğanın bir kanunu var
Güneş doğmakla yükümlü
Yıldızlar parlamakla
Bense seni sevmekle yükümlüyüm
Eğer bu aşkın da bir kanunu varsa
GELECEKSEN AŞKLA GEL BANA
YETER AYRILIKLARDAN CANIMIZIN YANDIĞI...
SEDAT KESİM
Hey sen bayan gizem
Ne yapıyorsun sen öyle
Sesin soluğun çıkmıyor yine
Yine nerelerdesin haberi yok senden gölgenin bile
Bir anın bir anını tutmuyor hiç
BEN BUGÜNDE SEVDİM SENİ
NE BİR EKSİK HEP BİR FAZLA
O YÜZDEN HER GÜN ÇOĞALIYORSUN BENDE
VE BEN TAŞIYORUM SANA...
Bir annenin öldüğü gündür çaresizlik
Ben yaşadım
Ve çocuk olmayı o gün bıraktım...
Geceyi yırtarak geldim buraya
Mor dağların eteklerinde kaldı hüzünler
Gri gökyüzü ve safran sarısı bir denizi bıraktım geride
Dönüş yok olamamalı da
Kim ister ki baharda zemheriyi yaşamak son deminde
Vazgeçtim;
En çok da kokunu özleyeceğim
Bir cumartesi sabahı
Eylül’dü;
İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin
Şimdi yoktu bir anlamı suskunluğun
Dediği gibi Cemal Süreya’nın
Evet;
Sessizim ıssızım
Hava güneşli ve açık
Eski günler gelir aklıma çocukluğum gelir
Ve yaşamak gelir dertsiz tasasız
Şimdi büyüdük yol aldık bilmem ne kadar
Düşünür dururum içimde koca bir yalnızlık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!