Soyunmuşken ağaçlar bir eylül fırtınasıyla
Ve düşmüşse yaprakları yerlere hiç umarsız
Tadı yoksa artık geçmişse zamanı baharların
Sen doğarsın sabahlarıma yeşerir kurumuş dallarım
Soğuk bir rüzgar eserya çok uzaklardan
Bir damla sen yetersin
Sen bir ömre bedelsin
Dertde sen sevinçte sen
Sen aşkın her halisin
Sevmemek eldemi
Sen aşkta ibadetimsin
Gökyüzüm yine hüzün yağdırmada
Yer gök simsiyah bir karaduman
Yağmurun sesi penceremde
Kaldırımlarda sırılsıklam
Ne yana baksam bir kıyamet kopuyor sanki
İstanbul gibiyim düşlerim yorgun hüzünlerim kalabalık
Sokağında kayboluyorum türlü dertlerin
Acımasız olmuş hayat ve yine acı yalnızlık
Bir yanımda sevinç var bir yanımda hüzün
Düştüm ama tutan yok ellerimden
Ve gün doğuyor yine çizgili yüzüme
Sensiz kaçıncı gecenin sabahıdır bu
Bu böyle gitmez dayanmaz buna bu beden bu can
Aslında hiç düşünmemiştim böyle bir sonu
Gün geceye mi döndü şimdi böyle apansız
Hiç yaşamadım oysa ne baharı ne de sabahları
Sana üşüyor ellerim sana kanıyor kalbim
Ve bir özlem ki bu can alırcasına yakıyor yüreğimi
Kuduz gecelerim oldu hep senden sonra
Öyle apansız öyle dağınık öyle çaresiz
Her şeye rağmen yine sana adanmış tüm bekleyişlerim
Neler yaşadık neler gördük
Hem ağladık hemde güldük
Bu kaderi biz yazmadık
Sonunda ayrılığa yenik düştük
İstemezdim acı sonla bitsin senle yaşananlar
Yine mermiler ve top sesleriyle şafak söküyor gün ağrıyor
Ben bugünde ölmedim anne...
Ama vatan için can veren can dotlarım var
Bellimi olur belki birgün bende;
Can dostlarım gibi şehadet şerbetinden içerim anne
Bekleme beni yolum gözleme
Yorgun bekleyişlerde gönlüm
Gözlerimse yine sel sağnak
Sessiz haykırışlarda şimdi yürek
Bu kalbe sevmek hem tuzak olmuş hem de yasak
Mazi artık kalbimde bir yara kapanması güç
Al kınalar yaktı anam elime
Ağlama sen garip anam üzülme
Duyar isen yiğit oğlun vurulmuş
Vatan için toprak için şehit olmuş
Gelir ise ay yıldızlı tabutum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!