Güneş, unutulmuş bir taş gibi
yuvarlanıyor gökyüzünün terkedilmiş sokaklarında.
Kim hükmedebilir ona,
sanki bir yüreği varmış gibi?
Bir rüzgâr eser,
her annenin harcı değildir hamuru
yıkamaz ellerinden
çocukluğunu çıkacak diye
sonra
gençliğiniz üzerine köprüler kurulur
eli kalem tutuyorsa sabır
Bilmem adından başka bir ad.
Tanımam. Görmem.
Bilmem; yaşamakla,
Yaşıyor muyum?
Evet...
Biliyorum.
Günlük tutmalıyım.
Tutmazsam da içimde bir yerlerde yazılıyor zaten.
Sayfalara değil, gözlerimin altındaki çizgilere,
Saçlarımdaki kırıklara,
Geceleri yastığa bakarken aklıma düşen cümlelere.
İnsanlar sadece ne söylediğinizi değil, nasıl düşündüğünüzü de takip ediyorsa, zekâ seviyeniz onların aklında kalır.
Ömür dediğin su gibi,
İçine biraz tuz karışınca anlıyorsun…
İçtikçe yakıyor, içtikçe susuyorsun.
Hüzün, ince ince sızıyor damlalara,
Sen, sevmeyi ilk ne zaman bıraktın?
Hangi yolların kıyısında
Hangi şehirlerin taş duvarları arasında unuttun?
Şimdi, gökyüzü sessiz ve sabırsız bir kadın gibi bekliyor,
Ama ben artık beklemiyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!