Bir yaprak düştü dalından,
kırgın ve üzgün, yavaşça.
Rüzgâra bıraktı kendini,
çekip gitti, salına salına.
Bir yudum aldım çayımdan.
Sonra bir yudum daha.
Bir yudum daha.
Ve bir yudum daha.
Aynı havayı soluyup,
aynı yıldızları izleyip,
aynı anda
aynı şeyi düşünüp
kavuşamamak
delilik sebebi değil midir?
Bir melek gönder Ya Rab.
Koruyucu bir melek olsun Ya Rab.
Korusun kalbi güzel insanı.
Güzel gülen, renkli gözlümü.
Biraz huzur, biraz acı.
Biraz hüzün, biraz aşk.
Biraz sevinç, biraz keder.
İşte buyuz, biz insanız.
Ne çokta gözümüz, ne şükürsüzüz.
Necasetten bir hayatımız var, ömrümüz ceset.
Yağmur gökten geliyor, bizdeki de ne heybet!
Görmez gözümüz kalpteki güzelin gülyüzünü.
Nağmeler semada yıldız, özlemek bize eziyet.
Etrafı ağlarla çevrilmiş
bir dalyan içine düşmüşüm.
Boğazıma bir ip düğümlenmiş.
Boğuluyorum, ölüyorum.
Haykırsam da gitmez ki sesim. Haykırsa da gelmez ki sesi. Arada yollar var, arada yüksek duvarlar var, kör talih var, kara baht var. Nasipsizlik var, nasipsizlik! Eyyy, deli rüzgâr! Es, durmadan daha es. Yeryüzünü gökyüzüne kat. Ruhu bedenden çıkarırcasına es, ağacı kökünden sökercesine es, saltanatları yıkarcasına es. Un ufak et şu dağları. Dağlardır bize sevdayı gurbet eden. Saltanatlardır bize aşkı çok gören. Ağaçlardır yârin kokusuna engel olan. Es, ees, eees! Nasipsizlikten ötesi mi var, es!
Kalbim!
Kalbim dur, dur kalbim.
Dur, yoksa öleceğiz bu gece.
Daha yaşayacak günlerimiz var bizim.
Hayaller kurduk biz, hayallerimiz var bizim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!