Rosa sen tek aşksın....
Sana gelebilmek için gölgelerimle vedalaştım.
Seni uğurladiğim denizleri dostum sandım ....
Vapur hareket ettikten sonra o iskelenin bomboş kalacağını bilemezdim Rosa...
Sen gittin ve ansızın karanlık çöktü
Ben gittiğini bile bile saatlerce seni o iskelede bekledim Rosa...
Seni seviyorum Rosa !
Yüreğinin içinde sayısız aynalarla çarpıştım oysa
Yine sana esir düştüm....
Bu aşkın kazananı yok...
İkimizde birbiriyle çarpısıp duran aynı safta duran askerleriz şimdi...
Baksan bir baksan artık yüzüme....
Birgün denize indim ; içimde bir ses son kez görmem gerektiğini söyledi denizi ; sanki ona söyleyecek şeyler ; duygular vardı. Vedalaşmam gereken ne vardı bilmiyorum; ama gidip son kez vedalaşıp sonra bu sayfayı kapatmam gerekiyordu. Denizden kaçsam bu defa rüyalardan saklanamiyordum . Sen geliyordun gerçekmiş gibi ; seni görmekten ruhum daralmışti o rüyalarda; git istiyordum ama sanki gitmen içinde önce yarım kalanların tamamlanması gerekiyordu bir sır gibi orada son kez yaşanması seninle vedalaşmam böylece daha sonra kendi hayatıma dönmem gerekiyordu. Bu bir tür geçmişe kapanışti biliyorum. Önce kendimi sonra da seni bağışlamam gerekliydi belki de ; bilmiyorum bağışlayabildim mi belki birgün ...
Rüyamdaki veda anında bile bana karşı dürüst değildin çünkü beni çok sevdiğini söylüyordun ve ne kadar özlediğini...
Bir parçam kalbimden ayrılırken ve hayat beni senden uzaklara savururken ; sana ruhumda veda ediyorum . Fark ettim ki uzun zamandır kocaman bir mezarlığı kalbimde taşıyordum.
Üzerinde çiçek açmıyordu bir türlü , toprağı verimsizdi ama ben yine de ısrarla toprağına çiçekler ekiyordum sonra bakınca kuru dallar görüyordum kuruyan yalnız emeğim değildi oysaki ; umudum; sevgim ; ve kalbim...
Yağmurlari bekliyorken fark ettim; yetmiyordu çiçeklerimin yaşamasına....
Toprağa düşen her bir yağmur damlası ; bana Tanrı'nın bereketinin ne kadar bol olduğunu hatırlatıyordu ve onun koca okyanus sevgisinin yanında; beklediğim yağmurlarin ne kadar küçük kaldığını...
Romanın bir bölümünde şöyle diyordu....
Seni vuracağını hiç mi fark etmedin?
" Şaka mı yapıyorsun Tabii ki fark ettim.
O silahı ona ben verdim,
Sevdim"....
En güzel duygularım sende öldü...
Ne sitemim var ne kırgınlığım demek ne çok isterdim ama dilerim;
Kuracağın yuvanın çatısı olmasın...
Hatta mutsuzluktan başına yıkılsın...
Yuvasız kuşlara benzesin kalbin...
Yuvam dediğin ne varsa bir bir yok olsun...
Dizine uzanıp hayale daldım
Bilmem ki sevgilim nasıl inandım
Dizine uzanıp hayale daldım
Bilmem ki sevgilim nasıl inandım
Yalanmış sözlerin yalanmış kandım
Bilmem ki sevgilim nasıl inandım
Sana en uzaklardan veda edeceğim;
En uzak kitalardan sanma ; birbirine en uzak ruhların ülkelerinden ...
Ancak orada bulamazsın beni ....
Başka nerelere götüreyim ki gönlümü hep benimle gelirken...
Bir yolun kenarına fırlatsam mesela ...
Ertesi günü bulsalar
Öyle sabahlar geldi geçti ki
Sensiz en derinlerde en uzaklarda
Belki ruhum ruhuna değmiştir diyordum
Zordu düşler kurmak en yağmurlu zamanlarda
Ve ıslanmak o yağmurlardan sırılsıklam
Kimse bilmez nedenini; hep yalnızlıktan
SENİ UNUTACAĞIM......
Geçemezsin kalbimin sokaklarından artık,
sana geldiğim yollardan döndürdün beni,
Kendime sarılacağım yeniden,
seni hiç sevmemiş gibi..
Serçe serçe söyle bana göğün nerede senin?
Anlat bana göğündeki mutluluk anılarını
Anlat bana göğe olan sevdanı
Senin kanatların incinmesin serçe
Sen benim gibi tek kanatlı olma
Göğe tek kanatlı uçmak zordur
https://lyricstranslate.com/tr/kukavica-korkak.html-0