Bahçelerden ses verirken her sabah sen bülbülüm
Erguvân eyler tebessüm bahtiyâr şen bülbülüm
Sallanır mes’ûd u mesrûr erguvânın dalları
Sen öterken aşk u sevdâdan sevinçten bülbülüm
Çağırır aşka güzel lâle bu dem her yüreği
O ışık çehresi andırmada pür-nûr meleği
Ne güzel esmede rahmet getiren yel bu bahar
Saçılır âşığa ihsân, verilir her dileği
ÇAĞIRIR CENNETE
Bana hiç sorma gönül, yol ne haber nerde bilen kim
Seni bilmem, ama ben Hakk’a boyun eğmeye geldim
Kulu Son Elçisi Hakk’ın çağırır cennete dinle
Yüce Mevlâ’ya erişmek dileyenler ona teslim
Erguvân açmış gülümser aşkı coşsun çağlasın
Müjde var gökten bu dem gönlüm sevinçten ağlasın
Nûr-u aşksın erguvân İstanbul’un mahbûbusun
Aşk u sevdân her taraftan gönlü sarsın bağlasın
Bir muammâ gökte nûrdur yerde renktir cân gibi
Tâcı vardır tahtı vardır pâdişâh sultân gibi
Kalbimin sultânıdır âşıkların tek şâhıdır
Görmedim ben hûb u mahbûb ol güzel cânân gibi
Ey güzel İstanbul’um sensin cihânın lâlezârı
Sende duymak dinlemek ister gönüller her bahârı
Lâledir candır benim yârim bırakmaz nâzı ol şâh
Gördüğüm dem yâri kalmaz gönlümün hiç ihtiyârı
Çık salın ey erguvân görsün cihân seyrânını
Gül de İstanbul’da mest et bî-aded hayrânını
Martılar uçsun deniz üstünde çığlık çığlığa
Haykırıp âlemde aşkın en güzel devrânını
Çok sevindim erguvân şehrimde taht kurmuş gönül
Cümle âşıklar sürûr bulmuş selâm durmuş gönül
Aşkı fermân eyleyip yazmış bütün âlemlere
Sonra sâfî aşk saçan nûrdan mühür vurmuş gönül
Çitlembik ağacında üveyikler kumrular
Tâne bekler umutla, her can umutla yaşar
Yüz tâneli başaklar yedişer yedişerdir
Bir bolluk var toprakta, cömertlik, bereket var
DÂİM SELÂM
Müjdeyle geldin ey Rasûl rahmetle geldin âleme
Dâim selâm ey Son Nebî dâim selâm dâim selâm
Haktır kitâbın son kitâb dîninse son dîn âleme
Dâim selâm ey Son Nebî dâim selâm dâim selâm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!