Ne kaldı bana uzaklarda seni anıştan başka?
Tükenmez hicranınla için için yanıştan başka
Garib hanemin derd kazanında hüzünler kaynıyor
Nasib yok mu bana âğulu aşa banıştan başka
I
Derdi bitmez, aklı yetmez, acze düşmüş bir kulum ben
Ömrü geçmiş, parçalanmış, eski yırtık bir çulum ben
Hem yeşilden bîhaber hem meyve vermez bir dalım ben
Şehr-i aşk âşık haliç âşık boğaz âşık imiş
Kaç asırdır hepsi sevdâkâr imiş sâdık imiş
Şaşma gönlüm erguvânın aşkıdır şehrimdeki
En güzel sevdâya zîrâ erguvân lâyık imiş
Bir sevginin uğrunda hep dünyâ döner dağlar gider
Kalblerde aşk kaynar coşar, ırmak olup çağlar gider
Mevlâ’ya ermektir gönül aşkın hakîkî gâyesi
Ol yâr için candan geçer âşık yürür ağlar gider
Hak’tan gelen Son Elçi’den coşsun da aşk rahmet olup
Aşka gelmiş erguvân rengiyle sarmış âlemi
Bir temâşâdır bu mevsim arttırır hep neş’emi
Şevke gelmiş erguvân fetheylemiş İstanbul’u
Geçmesin onsuz bu demden sonra gönlün bir demi
Aşkı İstanbul’da gör şâhânelikler gösterir
Mestolur kalbler muhabbetten coşar aşktan erir
Erguvân sevdâyı nakşeyler bütün âlemlere
İlkbahâr miskler kokan cennetçe yeller gönderir
Aşkı İstanbul’da görsün cümle âlem elleri
Sevgi neymiş burda söyler ilkbahârın yelleri
Kente göklerden yağar aşk erguvânın hatrına
Her taraftan şehre coşmuş ıtr u reyhân selleri
Gönlüm yüzü pür-nûr güzelin aşkına düşmüş
Bir lâle imiş sanki hayâlmiş ya da düşmüş
Ol lâle-i lâ’l güldümü kalbimde bahardır
Mahzûn yüreğin derdine dermân o gülüşmüş
Erguvânım aşk ki hoş bir hâl güzel bir mes’ele
Her bahâr aşktan sebeb kopmakta bir hoş velvele
Aşk senin aşkın senin aşkınla coşsun bendeler
Çık salın yâr şehri seyrân eyle bir gez sen hele
Bir nazar kıl ey Nebî gel, gönlü mahrûm eyleme
Aşkla doldur gönlü bir eyvâha mahkûm eyleme
Esselâm ey Son Nebî gönlüm senin, ömrüm senin
Nûr saçan sîmân dururken hüznü komşum eyleme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!