Selâm ey Son Nebî, Rahmân’a en makbûl edeb sende
Mübârek dost, hayâ iffet asâlet şân neseb sende
Bulunmaz hiç kusûrun noksanın mâsum temiz elçi
Sitemkârlar ne noksan gördü ey mahbûb aceb sende
Andıkça andığım yâr, ömrümü kuşatan yâr
Seni bir ân unutsam, beni zamân affetmez
Zamâna aşkı katan, sevgiyi yaşatan yâr
Seni bir ân unutsam, beni zamân affetmez
Aylar, günler, saatler, özleminle sulanır
Açan güllerce mahbûb bir letâfettir senin aşkın
Gülen gözlerce mâşuk bir zerâfettir senin aşkın
Bahardır misk ü anberler saçan rüzgârla pür-neş'e
Naîm cennetlerinden bir terâvettir senin aşkın
Yeşil cennette altından saraylar hep senindir yâr
Güzel parlak kasırlar inci yâkûttur evindir yâr
Selâm olsun kerim ahlâklı mahbûb ey mübârek dost
Yüzün nûrdur sözün dosdoğrudur şânın emîndir yâr
Sanki bir ben varmışım dünyâda ey dost bir de sen
“Sen” dediysem önce sensin hem de her dem sonra ben
Erguvânîdir benim sevdâm senin İstanbul’un
Bende’nim ben renginin hayrânı ey dost cân u ten
Gözümün nûru Rasûl övmede Kur’ân seni şâhım
Duru pâk kalblere Hak eyledi sultân seni şâhım
Sana ey Elçi selâm övgü sunar her sevenin hep
O ki rahmet diye anmış Yüce Rahmân seni şâhım
Bahar geldi lâlemle İstanbul’um şen olur
Açar lâle âşık için cân olur ten olur
Bu mes’ûd şehir tâ ezelden sever lâleyi
Vefâsız değil bağlıdır aşkı içten olur
Her bahâr İstanbul’um neş’eyle şen-şakrak güler
Bir temiz aşk âb-ı kevser misli saf berrak güler
Mâverâdan müjdeler yağmur olup coşmuş gönül
Gükyüzünden inciler yağdıkça taş toprak güler
Selâm ey yâr-i mahbûb, nûr-i aynım sen gözüm sensin
Muhabbettir senin aslın, içim gönlüm özüm sensin
Kulak versin bütün canlar, güzel müjdenle şen olsun
Senin yâdınla nûrlansın, dilim ağzım sözüm sensin
İÇTEN SELÂMDIR SEVGİLİYE
Sevdâ, sedefteki inci tânesi
Sevdâyla ışıldar gönül hânesi
Sevdâ uğruna ceng eder nice er
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!