Sozlerin anlamsiz gonlun karanlikta
Bir sayisin ancak nufus sayiminda
Bir cukura sigarsin ancak mezarlikta
Aglayan kimsen yok ardinda
Bu kadar cakal varsa etrafta
Tebrikler başardık en sonunda
Anladık hiç bir şey yok aramızda
Yalvarsakta yakarsakta tanrıya
Savunduk küllerimizi sonsuza
BiZi beklemek anlamsız buralarda
Kül rengi ayrılıklara boğuldu zaman
Bir yangın yerinden küller arta kalan
Hiç iz kalmadan yanan umutlardan
Savruldu herşey terkedişin ardından
Üşüyor ve parken yoksa işçi çocuk
Ellerimi tut tutunmak için umutlara
Az sonra hayal kurmaya başlarım koğuşumda
Işıklar uzak bize bitmez voltalarda
Yirmi beş yıldır alıştım soğuklarà
Az sonra asacaklar tutunamadan beni bahara.
Biri küçücük nar tanesi
Öbürü gülümseyen melekti
Diğeri masalsı bir su perisi
Bir sabah çöktü kömürün sisi
Uyurken melek ile nar tanesi
Zamanla unutur insan kırgınlıkları
Ağaç kırılır filizlenir zamanla dalı
Unutursun unutur kızgınlıkları
Hatırlarsın gülümseyerek anıları
Artık idamları koydum yüreğime
Parkamı astım soğuk gecelere
Ellim kolum bağlanmış demirlerle
Düşlerim darağacında senelerce
Dudaklarımda dünüm gözlerim yarınlarda
Dışarısı soğuk ayaza kesmiş doğa
Yağmurlardan toplayıp ruhumu güneşe umut bağladığımda
Ekinler filizlenmiş toprakta yeşermiş umutlarımda
Bir yoksul sonbaharda tarhananın buğusunda
Sen varsın aklımda yalın ayak dolaştığım çocukluğumda
Şimdi bir trenin penceresinden, umursuzca bakan.Terkedişlerin var, soğuk vagonlarda kömür kokan. Donmuş umutlarımda, kar tanesi cama vuran.
Ve sen yoksun; bir kardelen misali yüreğimi yarar goncan.
Bir yoksul terkedişten, ekmeğimizi bölüştüğümüz yuvamızdan, yavaşça gider sevdan, bıçak gibi kesen küflü raylardan.
Ve sonsuz ayrılıklardan, duman kokan yalnızlıklardan, senli sensizliğimin son istasyonundan.
Sıkma yumruğunu
Savur zalime göster nerden olduğunu
Zalimin de zulmünü
sadakatin onurunu
Göz yaşlarında saklanan buğuyu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!