Ayin içselliği aşk!
Son derece mübârek...
Haince ve suskunca durur!
Geçmiş kalıntılarım...
Yüzün dar sokaklarımda,
Selama sefil yakarışlarda...
Sezgili esintiler güncemde,
Kabir iradesi süzüp ezber bozmakta...
Ellerim tevatür oldu!
Çokça memleketin kuytularıyla
Senin semtlerine uzak...
Geldi! Kondu!
Solukları titredi,
Uzaktan özlemelerim düşündürmesin seni
Dokunuşlarım eline, öpüşlerim tenine
Yasakları yok eden zaman ürkütmesin seni
Güneş açıp kapanıyor hali zaman içinde
Bir dost karşımda sorup durur
Bulutların güneşi kıskanması niye? ...
Vücut hantallığı ruhum iyi bilir ki,
Ben bir evrim geçirdim!
Ruhumu bedeninde hissettirmeden,
Beyhude kalem dokunuşları ile...
Yüreğimi kimseye vermedim belki!
Her şeyden evvel zarifdi,
Dokunuşları kadar mı bilmem
Hiç dokunmadı ki...
Her şeyden evvel benimdi,
O bilmese de...
Kabardımı yaran,
Acımazsın gözlerine bakana
Soluk hayatların,
Akan nehirlerinde fire verirsin
Anlamsız sayarsın günleri,
İtersin zarfı uçurum kenarına
Seni nasıl anlatsam İstanbul
Nerden başlasam da, aksine sonlardırmasam seni
Bende ki sen desem, anlar mısın
Tutsaklığa mahkum yüreğim, sensizliğim esaret
Kalbim dedim sana, kışlarımı hep bahar et
Boranlara dayanamadım bazen, sadece affet
Sana baktıkça, soğuyorum herkesten!
ve insanları görüp tanıdıkça,
Bir başka seviyorum seni...
Gün o dur geldi...
Yüreğimi anlayamadığını söyledi...
Ne anladığını anlatmasını istedim...
Seni anlatmak,
Bir damlanın okyanusu anlatması kadar zor dedi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!